Yalnızım odamda,gurbet yüklü duvarlar arasında. Birkaç parça umut, birkaç sayfa kağıt ve ağlamaya hazır,sahibinden koparılmış mavi suretli bir kalem. Geceye yaslandı mı gün demleniveriyor hüzün de en koyu haliyle... Dağınık elbiselerim anlatıyor sanki halimi. Yalnızlığıma yoldaş iki çiçek de olmasa,sulamasam onları,konuşmasam en içten çaresizce nasıl biter günler bilmiyorum. Boynu bükük,utangaç mor menekşe ile solgun suretini ta ciğerlerinden gelen mis gibi bir kokuyla anlatan fesleğen... Olmasanız ikinizde kim dinler beni ihtiyar suretli duvarlardan başka. Bir bardak su alıyorum,bir bardak da çay. Suyu mor menekşeme,fesleğenime veriyorum; çayı sıcaklığa hasret durgunluğuma. İki tepenin arasından akan suyun iki tepenin ayrılığından kalma soğuk gözyaşları olduğunu düşünüyorum. Ellerim titriyor yüreğimden gelen iniltilerle ve ağlıyor işte sahibinden koparılmış mavi suretli kalem...
Mustafa KeleşKayıt Tarihi : 19.1.2013 10:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!