Mavi Sevgi Çiçekleri Şiiri - Meral Yağcı ...

Meral Yağcıoğlu
164

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mavi Sevgi Çiçekleri

Unutmam
Unutamam demiştim
Yıllar geçse bile aradan
Rüzgar hızıyla esip
Savursa da beni oradan oraya
Söküp atamam kalbimden
Sanmıştım

Sevmem
Sevemem demiştim
Hiçbir kimse kalbimdeki
Tahtını ele geçiremez
İsyan çıkarsa bile
Demiştim

Ama
Yıllar merhem oldu
Çaldım dünyama
Mavi sevgi çiçekleri
Filizlendi yüreğimde
Güneş bir başka gülümsüyor
Ana rahmine yeni düşmüş
Cenin heyecanıyla büyüyor
Tomurcuk duygularım
Yelesine tutunmuş ak kısrak
Sırtında koşuyorum hayata

Yüzümde bir tebessüm
Cebimde umutlarım
Dilimde neşeli bir melodi
Üzerimde mavi entari
Yürüyorum geleceğe

Mutluyum diyebiliyor
Kırık gönlüm, mutluyum
Ne pahasına olursa olsun
Mutluyum şu küçük dünyamda

Bir zamanlar söküp avuçlarıma aldığım
O kan kırmızı yüreğim
Gülümsüyor artık
30/05/2003

Meral Yağcıoğlu
Kayıt Tarihi : 29.6.2004 10:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Asım Yapıcı
    Asım Yapıcı

    Merhaba arkadaşlar,
    Bugün orta boy bir değerlendirme yapacağım Meral hanımın şiiri hakkında. Şiirin adı “Mavi Sevgi Çiçekleri” . Bir kere seçilen isim güzel. Ama neden Mavi sevgi çiçekleri? Neden kırmızı, pembe ya da bir başka renk değil de mavi. İşte burada mavinin sonsuzluğa uzanan gücünü buluyoruz.Osmanlı-İslam süsleme sanatlarında kullanılan renklere yakından bakılacak olursa, özellikle camilerde kubbeyi arabesk (kesrette birliği arayan bir üsluptur bu, harfler hem ayrı ayrıdır hem de birbirine bağlantılıdır) bir motifle ve genellikle ayetel kürsi ile süsleyen harfler mavi ya da lacivert zemin üzerine yazılır. Çünkü Tanrının sonsuzluğunu sembolize eden ya da edebilecek temel renk mavi ya da laciverttir. Bir kere gök mavidir ve gök sonsuzluğu temsil etmektedir. Bu sebeple gerek sanat eserlerinde gerekse edebi eserlerde mavi ve buna yakın renkler (lacivert dahil)sonsuzluğu dile getirir. Bu şiirde de sevginin sonzuluğu mavi ile dile geliyor bana göre.
    Gelelim şiire, bu şiir her ne kadar imiyle örtük bir anlatıma sahip gibi görünse de son derece yalın ve açık bir anlatıma ve anlama sahip. Hatta o kadar açık ki, bazen şiirle nesir arasında gidiş gelişler bile hissediliyor.
    Kuşkusuz şiir sadece ve sadece imgelerle, sembollerle,mecazlarla süslü bir biçimde anlamın ziyadesiyle derinlere gömüldüğü bir edebi ürün değildir. Bu tür örtük anlatımın tercih edildiği şiirler olabileceği gibi yalın ve sade şiirler de yazılabilir. Bu anlamda şiire üniforma biçmek şık bir davranış değildir. Bir de şiirin olmazsa olmazlarıyla şaire bırakılan serbetlik alanlarını da birbirine karıştırmamak gerekir.
    Ben kişisel olarak şiirde otantik ifadelerin ve bakir söyleyişlerin ön plana çıkması taraftarıyım. Yani şiir yalında olsa söylenmemişi söyleme arzusuyla kaleme alınmalıdır. Aslında kaleme alınma tabiri de yanlıştır. Şiir fışkırmalıdır. Ancak ilk fışkırmadan sonra üzerinde ciddi bir biçimde çalışılmalıdır.
    Meral hanım şiire koyduğu nefis başlığa rağmen hiç te çarpıcı olmayan bir şekilde şiire giriş yapmaktadır.

    “Unutmam
    Unutamam demiştim
    Yıllar geçse bile aradan
    Rüzgar hızıyla esip
    Savursa da beni oradan oraya
    Söküp atamam kalbimden
    Sanmıştım”

    Biraz da arabesk şarkıları andıran bir ifade bence. Ancak buradaki arabesk yukarıda sözünü ettiğim sanat eserlerinde kullanılan arabesk motiften son derece farklı bir şey.
    Anlama bir şey demiyorum. Belli ki mavinin sonsuzluğu gibi unutulmayan hatıralarla sarmaş dolaş olan öznel bir yaşantı var ve bunun beraberinde getirdiği sancılar.
    Bir zamanlar iyi şiir tartışması yaparken bir arkadaşa şöyle söylemiştim. “seni seviyorum, senin için ölüyorum demek” bunları alt alta yazmak biarz da kafiyemsi ya da redifimsi ses tekrarlarıyla ahenk ve armoni katmak dizelerin şiir haline gelmesine yetmemektedir. Şarkı sözü bile olsa eğer şair sevgisini anlatırken “bu bendeki çölün suya çağrısı” diyorsa işte şiir sesi geliyor demektir. Çöl için suyun değeri sorulur mu benim için de senin değerin ve yerin öyle. Nitekim Necip Fazıl’ın hepimizin ezberinde olan
    “ne hasta bekler sabahı
    ne taze ölüyü mezar
    ne de şeytan bir günahı
    seni beklediğim kadar”
    dediği zaman da hemen hemen aynı şiir sesini duyumsayabiliyoruz.
    Bu şiirde ilk kısım üzerinde biraz rutüş yapılabilir. Belli ki şair (şaire) de şiir yazma kaygısı kuvvetli bir şekilde var. Yani un var. Yağ var. Su var. Ateş var. Şimdi bundan helva nasıl ortaya çıkacak onu beklemek gerekiyor. Bu da “acaba buradaki dizeleri daha iyi, daha farklı, daha güzel, daha kendimce, daha çarpıcı, daha bakir, daha… daha… daha… nasıl yazabilirim kaygısıyla hareket etmek gerekir.
    ***
    Sevmem
    Sevemem demiştim
    Hiçbir kimse kalbimdeki
    Tahtını ele geçiremez
    İsyan çıkarsa bile
    Demiştim

    Anlaşılan şair(e) şiirde bir şekil kaygısı da taşımaktadır. Çünkü “ilk kısımda
    “Unutmam
    Unutamam demiştim” le başlarken buraya da
    “Sevmem
    Sevemem demiştim” dizeleriyle başlamaktadır. Şair kendisine has bir uslup oluşturduğu zaman buna bir söz söylenmez. Ancak ilk kısımda yaptığım eleştiriler burada da geçerlidir. Burada şiirsel olarak ilk kısımdan daha güzel ifadeler var. Mesela

    “Hiçbir kimse kalbimdeki
    Tahtını ele geçiremez
    İsyan çıkarsa bile” dizeleri biraz daha şiirsel görünüyor. Ancak en son “demiştim” dizesi yine ben de arabesk bir şarkı havası oluşturdu.
    ***
    Ama
    Yıllar merhem oldu
    Çaldım dünyama
    Mavi sevgi çiçekleri
    Filizlendi yüreğimde
    Güneş bir başka gülümsüyor
    Ana rahmine yeni düşmüş
    Cenin heyecanıyla büyüyor
    Tomurcuk duygularım
    Yelesine tutunmuş ak kısrak
    Sırtında koşuyorum hayata

    Şair ilk iki kısımdaki şekil kaygısını burada kullanmamakta, şiir dili ve mısra tekniği ise ciddi bir yükseliş göstermektedir. Evet işte buradaki dizelerden arabesk şarkı kokusu gelmiyor artık. (bu arada arabesk tarzı eleştirmek için bunları yazmıyorum. O da bizim kültürümüzün bir ürünüdür sadece şarkı sözü ile şiir arasındaki farka dikkat çekmek istiyorum. Evet bu kısım oldukça güzel. Sadece “ama” ile kısmın başlaması biarz sıkıntı verdi bana.

    “Yıllar merhem oldu
    Çaldım dünyama
    Mavi sevgi çiçekleri
    Filizlendi yüreğimde
    Güneş bir başka gülümsüyor
    Ana rahmine yeni düşmüş
    Cenin heyecanıyla büyüyor
    Tomurcuk duygularım
    Yelesine tutunmuş ak kısrak
    Sırtında koşuyorum hayata”

    bu dizeler bana göre şiir sesinde ve şiir dilinde. Ancak mısra tekniği açısından bazı rutüşlar da yapılabilir. dizeler biraz daha devrik kurgulanabilir. Şiirde ne kadar çok düz cümle kullanılırsa okadar sıkıntı oluşur. Kısa dizeler için bu pek sorun teşkil etmez ama uzun dizeler için nesir havası verir. Bazı dizler üzerinde nasıl bir devrik kurgu tercih edileceğini göstermek istemiyorum. Çünkü bu haddi aşmak anlamına gelebilir. Sonra belki de şairin tercihlerine de saygı duymamak anlamını taşıyabilir bu durum. Düz cümlelerle şiir yazılmaz değil. Buradaki cümleler oldukça düz, ama oldukça şiirsel, bu anlamda tebrik ederim. Sadece daha iyi bir şiir sesine ulaşmak için üzerinde çalışılabilir diyorum. “gülümsüyor”, “büyüyor”, “düşmüş” gibi yüklemlerden bazıları devrik yapıyla dizenin başına çekilebilir. Bazıları çekilince diğer bazıları arada o kadar kaynar ki belli bile olmaz. Yani her dizeyi devirmeye de gerek kalmayabilir. Bir de dizeler devrik kurgulanırken 3-4 farklı usul vardır, bunlardan hangisini tercih edeceği ise şaire kalmıştır.
    ***

    Yüzümde bir tebessüm
    Cebimde umutlarım
    Dilimde neşeli bir melodi
    Üzerimde mavi entari
    Yürüyorum geleceğe

    bu kısımda da şiir sesi ve kokusu ciddi bir biçimde geliyor. Cümle kurgusu da oldukça iyi düzeyde.
    ***


    Mutluyum diyebiliyor
    Kırık gönlüm, mutluyum
    Ne pahasına olursa olsun
    Mutluyum şu küçük dünyamda

    Bu kısımda şiir sesinde yeniden bir düşüş var. Yeniden rutinleşen dizeler, yeniden alelusul herhangi bir söyleyiş. Bu kısmın şiir sesi oldukça düşük geldi bana.
    ***

    Bir zamanlar söküp avuçlarıma aldığım
    O kan kırmızı yüreğim
    Gülümsüyor artık

    Fakat final, finale yakılır bir tarzda şiir tadında. Anlatım da mısra tekniği de iyi.

    Kısaca bütünlük itibariyle iyi, kurgusu iyi, şiir dili ve sesi. İlk iki kısımda ve sondan bir önceki kısımda zayıf diğerlerinde oldukça iyi, mısra tekniği genelde düz ve üzerinde biraz daha çalışılması gereken bir karakter gösteriyor. Bu haliyle şiirin içinde vasatın çok altında kalan dizeler olduğu gibi, vasat olan dizeler de var. Bir iki yerde vasatı zorlayan ifadeler de mevcut.

    Kadınların şiir yazması hele hele şiirde serbest bir şekilde istediği kelime ve benzetmeleri kullanması gerçekten zordur. Bu zorluklar kanaatimce bu şiirde de kendisini hissettirmektedir. Şair(e) mecazi söyleyişleri ve kısmen örtük bir anlatımı tercih ettiği yerlerde daha başarılı görünmektedir.

    Başarılar dilerim

    Asım YAPICI



    Cevap Yaz
  • Aynur Baydar
    Aynur Baydar

    Kim kimin yüreğini söküyor cık cık olmaz öyle:)) Şiir tıpkı mavi elbisenin size yakıştığı gibi, yakışmış kaleminize
    Aynur Baydar

    Cevap Yaz
  • Dilek Ünaldı
    Dilek Ünaldı

    insan isterse yeniden sever.
    yeterki gidenin yeri doldurulabilsin.
    dolmuyorsa? Sevgiler

    Cevap Yaz
  • Arslan Arslan
    Arslan Arslan

    Mutluyum demekle yetinilmiyor ama sevgi var ya ah işte o sevgi.............

    Cevap Yaz
  • Zeliha Ural
    Zeliha Ural

    yüreğine sağlık şiirnizi tebessüm ile okudum .umudumuz hep olsun sevgi ve selamlar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (9)

Meral Yağcıoğlu