Ayazlara tutunursa avucumda tutamadığım elin
Omuz vurur sensizliğe güneşin tozkoparan hırçınlığı
Aklıma düştükçe geri adım yürüyüşün
Saklanırım yılları parke taşı olarak dizdiğim
Yüreğimin yitik kentine
Bağlama çalan acılarımın tınısıyla
Gönül sırlarımı yırtar sözlüm olmuş mektuplar
Rüzgarlara devrilir baş yastığım
Saklanır gözlerimin arkasına
Gönlümle oynaşan serçeler
Karanlık duygularıma inkarımda renklenir
Senli rüyalar biter
Bulutların beyazına düşman olur geceler
Susun konuşmayın ölü noktalar
Gözlerinde başaklanırken menekşe kokulu toprak
Aysız gecelerden toplarım yüreğimi
Rüzgar gülü savrulur kaygılı bakışımda
Dilimde son çeyrek sözlerin izdüşümü
Ses duvarlarını örerken akşamüstü ezgisi
Açılır yastığıma gömülmüş rüya penceresi
Yaşamımdan uçan son ihtimal kuşları
Tutunur gökyüzüne dayadığım merdivene
Gecenin kalp atışları uyandırır bedenimi
Özlemin tutar elimden peşinden sürükler beni
Parlar gecenin terkisine bağlı saç tellerin
İmkansızlığın düğümleri çözülür
Gönül bahçemde açar aşk alazı vuslat gülleri
Sensizliği paylaşır yanağıma süzülen göz suyum
Dudağımın ayazına değmek istemez damlalar
Sensizliğin sessizliğini yaran gecenin türküsünde
Hasret var, hicran var hüzün var!
Ne senli nede sensiz oluyor gönlüm
Kılıç kalkan sahramı yakarken güneş
Aşk gezginlerinin ayak tozu gibiyim,
Bende ömür yarı, günler,geceler yarı
Mavi masal yağmuru sararken gizli kentimi
Dağlarımın albatrosu gölgeler yarınları
Kayıt Tarihi : 7.10.2008 02:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!