gökyüzünün pembe olduğu bir gün,
tırnaklarımıza kalbimdeki zehrin renklerini süreceğim.
beğenmezsen,seni beslendiğim kuyuya sürükleyeceğim.
korkma!
sanıldığının aksine,kuyunun dibindedir güneş.
üstelik sonu olmayan bir koridor da var burada bizim için…
ayağını bastığın yerlere dikkat et!
iskeletine damlayan bebek sesleri,
felç edebilir seni,solumdan geç…
çok sessiz bir gridir,burada rüzgarımın şiddeti.
sebepsiz bir düğün havası olur genellikle iliklerimde,
yaşlı bir kadın,alaycı kahkahalar atar aciz beynimde.
burası benim mavi dünyam,
burası senin pornografik rüyan.
ellerinde cam kırıkları olan bir çok kadın ile burada kaldım ben nefes nefese,
burada saklıyor bütün kadınlar kendini büründüğü kefene…
buradadır sallanan tahtım,elimdeki zehirli şarabım…
kefenden yapılmış kavuğum,haremin en ateşli kadınının elindedir,
hep burada kanıyor sol tarafım…
çıplak olsa da çocuksu bedenim,soğuk ayaz dövse de beni;
bir isim fısıldıyorum bakire dudaklarımdan kül renkli içime doğru,
ısınıyor iskeletime giydiğim plastik derim…
Kayıt Tarihi : 20.2.2014 01:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!