Serhat Çalışkan - Mavi Kolye 43 Şiiri - ...

Serhat Çalışkan
283

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Hangi büyk ayrılığın ardında birkaç damla göz yaşı yokturki,hangi devirde yaşamıştır büyük bir ayrılığı yaşayıp bir şey olmamış gibi atan iki yürek.Eğer iki kalbin buluşmasında kalplerden enaz biri sevmişse ve gereksiz,saçma,yada mecburi bir ayrılık yaşanmışsa mutlaka ama mutlaka ardında bıraktığı gözyaşıdır,kimisi ağladığını çaktırmak istemez,ağlamaktan yada ağlamış olmaktan utanır,bu durumu güçsüzlük olarak görür.Helede ağlamak zorunda kalan,yada terkedilen erkekse işte ozaman ssanki ağlamak bir namus belasıdır,yıkımdır,olmzdır.Ama kainatı yaradan allah,hazreti ömeri bir güç timsali olarak yaratmıştır ve değilmiki Hazreti Ömer bile hüngür hüngür hüngür ağlayıp,Hazreti Muhammetin ayaklarına kapanmıştır,öyleyse ben ağlamam demek,yada ağlamaktan utanmak nekadar ahmakça bir şeydir.
Orhan bu lafı çok kullanırdı,gerçekten onun ağladığına az rastlanırdı.Hatta herhangi birinin yanında ağladığını henüz gören olmamıştı ama Dayısı gitmeden önce '' istersen gel Erzuruma,seni hafızın kızıyla everelim'' diyince dayısının teklifi onu hüngür hüngür ağlatmıştı.Hafız diğer dayısıydı,kızı çok çok 17 yaşındaydı ve ömründe iki sefer görmüştü.Fakat ilk görüşmelerinde yani Orhan 19 dayısının kızı Arzu 11 yaşındayken İzmirde ilk karşılaşmalarında bir birlerini çok sevmişler,Orhan kız kardeşi olmadığı için bütün kız kardeş sevgisini ona vermişti.Ara sıra mektuplaşırlardı.telefonlaşamazlardı çünki Erzurumda dayıları kız çocuklarına telefon vermezlerdi.Mektuplarında Arzu Orhana köyden bir genci sevdiğinden ama babasının kendisini ona vermediğinden sözetmişti.Şimdi aynı Arzuyu Orhana vermeye çalışıyorlardı,hemde sırf çorak bir tarla bölünmesin diye.Elbette Orhan Arzuyla evlenmezdi,ama böyle bir muhabbetin geçmesi bile sinirlerini laşka etmeye yetmişti.On yılda bir gördüğü bir adam çıkıp geliyor ve taa Erzurumda yaptığı iğrenç planı bursada uygulamaya koyuyordu.
Orhanı ağlatan sadece bu iğrenç teklif değildi elbet.Mavinin hasreti hergün biraz daha büyüyordu içinde,her geçen saniye biraz daha yaşlandığını hissdiyordu ve Maviyle hiç bir dakikayı paylaşmadan yaşlanmak istemiyordu.
Etrafındaki dostları Orhana yaptığı şeyin saçma olduğunu söylüyorlar,platonik bir aşka bu kadar sızlamanın anlamsızlığını işlemeye çalışıyorlardı.Ama gerçek olan şuydu,Orhan aslında herkesin yaşadığı bir şeyi yaşıyordu,yani çok fazla görmediği,bir şey paylaşmadığı birine aşık olan,yada onu hayallerinin prensesi yapan ilk insan kendisi değildi,ama bunu internetten hergün numaralandırarak bas bas bağıran ender insanlardan biriydi.Diğer insanlar böyle bir şey yapmıyordu çünki alay edilmekten,yada saygınlıklarını kaybetmekten korkuyorlardı.Orhan için eğer Mavi adına en ufak bir ümit varsa isterse dünya üstüne gülse önemi yoktu.
Kahveye girdiğinde garsona iki çay ver biri bana biri Maviye diyecek kadar Maviyle yaşıyorken bunu kimden,neden,gizleyecekti.
Sadece sesine roman yazdım,birde resmin olsa destan yazardım diye Maviye mesaj çekmiş ve ondan bir resim istemişti,ama Mavi mesajına cevap vermemişti.Ya mesaj ulaşmamıştı,yada Mavi kaale almamıştı.

Tamamını Oku