O sabah erkenden kalkmıştı.saat daha yediyi biraz geçiyordu.Ve işe gitmeyecek olmasına rağmen neden bukadar erken kalktığını kendiside bilmiyordu.Birkaç gün ara verecekti işlere,kendine vakit ayırması gerekiyordu,Öyle ya herşey para kazanmak değildi,kazandığı parayı huzur içinde harcayamadıktan sonra para kazanmanın ne önemi vardıki.
Önce Erdalın kafesinde kahvaltı yapmayı düşünüyordu,hem Erdallada bayadır muhabbet etmemişlerdi.Ardından berbere gidip saçı sakalı biraz adama çevirmeli,sonra kafa dengi birini bulup ver elini kapalı çarşı.
Erdalın kafesine girdiği vakit her zamankinden farklı bir atmosferle karşılaştı,sabahın köründe kafe nerdeyse hınca hınç doluydu,bu durum Orhanı çok şaşırtmıştı,çünkü genelde pek kalabalık göremezdi burayı.Bulduğu boş masalardan birine oturacaktı ama bulamıyordu,birkaç dakika aval aval sağa sola bakındıktan sonra,daha evvel bir iki kez sohbet ettiği öğrencilerden birinin oturduğu dipteki masaya yanaştı.Sadece bir tane boş sandalye vardı,ve belkide birine ayrılmıştı,ama nasılsa biraz sonra kafe boşalacaktı ve bu yüzden çıkıp gitmek istemiyordu.Erdal sana yermi yok der gibi Orhana bakıyorduki Orhan masada oturan gençlere yaklaştı
--Oturabilirmiyim
Masada dört kişiydiler,ama cevap verme hakkını kendinde bulan uzun saçlı genç karşılık verdi
--Tabii abi nedemek,siz şu aşağıdaki boyacının sahibisiniz değilmi
--Değil
--Sizin değilmi orası
--Orası benimde ben boyacının değil,boya dükkanının sahibiyim.
Diğer üç genç kikirdiyorlardı,arkadaşlarının yanında bozulan genç kızdığını belli etmemeye çalışarak
--Bende onu demek istedim,,buyur abi otur
Orhanın masaya oturmasıyla muhabbet değişmişti,Orhandan önce ne konuştukları bilinmiyordu ama ogelince muhabbet birden bire tanışma merasimine dönüşmüştü.
Kıvırcık saçlıigözlüklü olanı sordu
--Abi siz buralımısınız
--Yok değilim,Erzurumluyum
İçlerinden diğerlerine göre daha az konuşan çelimsiz kısa boylu,asık suratlı olanı birden heyecanlandı,yüzünde gerçek bir sevinçle
--Aaa gerçektenmi,neresinden,içindenmi
Orhanın en hasta olduğu sorulardan biriydi bu
--Hayır dışından
--Nasıl
--Ya arkadaş Erzurumun dışından olan biri neden ben Erzurumluyum desin
--Ya abi yani merkezdemisin,yoksa köylerindenmi
--Oltuluyum,islam köyden
--Kotikten
--Hııı eski adı kotik
--Bende Erzurumluyum,Aşkaleden
--Adnan polatın memleketi
--Yaaa! sırf o var diye aşkalenin yarısı Galatasaraylı
--Akşamki maç ne olur
--Bordeux maçımı
--Hee,yenermiyiz sence
Lafa bu sefer diğer gençlerde karıştı,doğal olarak üç erkek biraraya gelmişse ve eğer ortamda bayan yoksa muhabbetin dönüp dolaşıp geleceği üç yer vardır.Futbol,siyaset,kadınlar.Masada bayan yoktu ve beş kişiydiler.Bu muhabet daha çok uzayacağa benziyordu.Çünkü masadaki gençlerin sadece biri galatasaraylı,diğerleri beşiktaşlıydı.
Belkide bir saatten fazla çaylar geldi gitti,sigaralar yakıldı söndürüldü,ülke futbolu defalarca kurtarıldı,yapılmış yapılması muhtemel bütün şike ve şike senaryoları masaya yatırıldı,Son zamanlarda ülke gençliğini esir alan iddaa oyununun futbola şaibe kattığı yönünde hem fikir olundu,ve akşamki Galatasaray- Bordeux maçını aynı yerde beraber izlemek üzere sözleştiler.
Orhan berberin yolunu tutarken gençlerde kampüse giden minübüslerin durağına doğru ilerliyorlardı
Devam edecek
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 22.11.2006 13:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!