O gece Orhan için çok sıkıcı geçecekti,çünkü evde yalnız kalmıştı.Amcası ve yengesi akraba ziyaretine gitmişler,kuzeni kahveye çıkmıştı.Üstüne üstlük cep telefonu bozulmuştu.saatlerce uğraşmasına rağmen tamir edememişti.Tamircilerde gece kapalı olacaklarından geceyi oldukça sessiz geçirecekti.
Eve giderken iki film almıştı,gerçi daha birinciyi seyretmeden sıkılıp bırakacağını biliyordu ama yinede hangisini alsam acaba diye yarım saat düşünüp seçim yapamayınca ikisini birden almıştı.
Filmi seyrederken, başrol oyuncusundan taraf olmadan seyredeceğim diye kendini kurdu, öyle ya filmde başroldeki aktör kırıp geçecek,bütün bir amerikayı savaş alnına çevirecekti.Bir defada ölen insanlardan taraf olarak seyredecekti,
filmi izlemeye başladığında taraf olmasına gerek olmadığını anladı,çünkü film bir macera,yada polisiye değildi,film tamamıyla salak bir yazarın hayatını konu alan,tam orhanlık bir komediydi.Annemi trenden nasıl atarım,kötü bir yazarın annesinin direktiflerinden sıkılıp onu öldürmek istemesi,ünüversitedeki edebiyat öğretmenininde eski karısını öldürmek istediğini öğrenmesiyle,
yazar adayı kahramanın seyrettiği bir filmden aşırı etkilenip çarpraz yöntemiyle hem annesini hem öğretmenin karısını ortadan kaldırma çabasıydı.Çarpraz yönteminde katiller kurbanlarını değişiyor böylece ortada iz bırakmadan hedefe varıyorlardı.Ama filmdeki yazar adayı biraz sakar ve panik biri olunca herşey arap saçına dönüyordu.Hocasına haber vermeden gidip adamın eski karısını öldürmüş,ondan kendi annesini öldürmesini istiyordu.
film bu ikilinin yaşlı kadını öldürmek için yaptıkları onlarca başarısız denemelerle son buluyordu.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek