Orhan şaşkın,şaşkınlığını bastıracak derecedede isteksiz hamlelerle Nebiyenin kapısını açtığı odaya girdi.Nebiye dün odamı topladım demişti ama zaten odada toplanacak bir şey yoktu.Bir yatak,bir sehpa,bir bez gardrop,birde aynadan ibaretti,Yatağın üzerinde iki yastık olması,tekkişilk bir yatak olmasına rağmen,bir gece önce iki kişinin yattığını açıkça ortaya koyuyordu.Orhan odanın girişinde sağa sola bakınırken,Nebiye eline geçirdiği bir defterden birşeyler arıyordu.Odanın ortasında aynı salondaki gibi boş bira kutuları,ve iki bardak,birde kültablası vardı.Orhan bir kızın bukadar dağınık ve pis olmasını kabullenememiş bir ifadeyle
--İsterseniz ben şu kilidi takayımda gideyim.
--Öf yaaa! taktın sende kilide,biraz muhabbet edelim,canım sıkılıyor.Hem senin yazdığın bir yazıyı buldum onu göstericem sana
--Ne yazısı?
--Antolojiye kaydetmişsin,bir roman gibi bişey,hepsini okuyamadım ama en beğendiğim kısmı çıkartırdım
---Hangisi
--Mavi kolye yazısı varya,onun 21 inci bölümü,çok hoş olmuş,
---Sağol,
--Okız doğrumu?
--Hangi kız
--Romandaki,mavi
--Doğru
Nebiye derin derin iç geçirip,sanki Orhandan ilgi bekliyor edasında
---Keşke banada biri roman yazsa,bırak romanı iki satır şiir yazan bile yok
---Vardırda,sen bilmiyorsundur
--Yok yok,çıktığım çocuk bırak şiiri,romanı güzel bir söz bile söylemiyodu
--Herkes yazamaz,ama her yazanda doğruyu anlatamaz,belki oda farklı anlatıyordur sevgisini
Nebiye, Orhanı dinlerken bir yandanda eteğiyle,bluzuyla oynuyor,sağını solunu çekiştirip oturduğu yatağın üzerinde rahatsızmış gibi garip hareketler yapıyordu,Biraz daha yatağı ortalayıp,sırtını duvara dayadıktan sonra eliyle yanın pof poflayıp
--Gelsene şöyle,burda sandalye,koltuk yok,ayakta kaldın
--Yok gerek yok,böyle iyi
--Ya sen amma acayipsin be,bu yatağa bırak oturmayı,uzaktan bakmak için millet sıraya giriyo,seni evime kadar kendi limle getiriyorum hala nazlanıyosun,Yoksa afedersin obiçimmisin
Orhan buz kesmişti,konuşacak birşey bulamadı,çok fena olmuştu,aşağılanmanın ve basitçe bir ilişki peşinde olan kızın ahmaklığını bir birine sürünce hemen ordan kaçıp gitmek istedi.Neden sonra Nebiyeye yaklaştı,iki kolundan tutup,sert bir hamleyle yatağa uzattı,bir an içinden onu tokatlamak geldi,vazgeçti,
--Sen ne sanıyorsun,seni bu yatağa yapıştırmayı bilirim ben ama beni heyecanlandırmıyosun,dün bir bu gün iki hemen..........
--Sen hıyarın tekisin oğlum
Nebiyede bozulmuş,reddedilmek onu sinirlendirmişti
--Ne sandın,senden hoşlanmıştım,ama değmezmişsin,git çabuk evimden
--Her hoşlandığınla yattığın,belli.Dün akşam kimden hoşlandın,ya eveli akşam,
Orhan kibarca girdiği kapıdan demir gibi çıkıyordu,ve biran evel o apatmanı terk etmek istiyordu,
Dışarı çıktğında hemen bir sigara yaktı,ellerini havaya kaldırdı
''allahım sana sitem etmiştim bana güzel göstemedin diye bağışla,bide teşekkür etmiştim engüzel şeyi gösterdin diye onuda unut gitsin,bu kız eğer bukadar güzel olmasa bu karakterle acından ölür,senin hikmetinden sual olmaz''
Hızlı adımlarla dükkanın yolunu tutarken aklını tek bir şey kulrcalıyordu,bu kızı acaba kim göndermişti?
devam edecek...................
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 19.11.2006 17:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Emekle kaleme aldığın bu yazıda, çarpık ilişkileri kaleme aldın sanırım.
Güzeldi. Kutlarım
Saygımla
TÜM YORUMLAR (1)