Yıllar sürdü arayışlarım,sevgili değil sevgi aradım hep.Siyasi kavgalardan,törelerden,din dil ayrımlarından,uzak sadece yürek dolusu bir sevgi.Ve'' işte bu'' dediğime vereceğim ve onu sevgiye boğacağım bir yoğunluk vardı gözlerimde.Ama bir türlü bulamıyordum,sayısız aşk zannettiğim karmaşalardan hep bir sonraki aşka kadar kurtulmam zor oluyorduda,nedense kurtulduğuma sevinemiyordum,
Bize taşıyıp taşıyamayacağımızı düşünmeden gereksiz sırlar vermişlerdi,ömür boyu sırtımızda bir kambur olacaktı bu sırlar ve aslında herkesin bildiği şeyleri sır zannediyorduk.
Bütün zengin çocuklarının piç olduğunu,örnek aldığımız abilerimiz fısıldıyordu kulağımıza,ve daha ilk arkadaş edinmelerimizde,biz topun sahibi olamazsak oyundan atılacakmışız gibi bir hisse kapılıyorduk,En çok onlara acıdım ben,en çaresiz onlar geldi bana hep.Zengin çocukları;
Sadece daha temiz ve daha bakımlı oldukları için sevmiyordu arkadaşlarım onları,mahallemizdeki yaşıtımız kızların,temiz ve pahalı bir elbiseyi,yada düzgün kesilmiş bir saçı tercih edecek olması büyük bir korku olarak yaşıyordu içimizde ve o korku aslında bize ait değildi.Eli ayağı pis,saçları babaları tarafından kesilmiş,ekmeğin üzerine salça sürüp,sümüklü sümüklü sokaklarda eşkiyalık eden bizleri tercih etmeliydi Aylinler,çünkü bizim bir gariban onurumuz vardı,bütün garibanlar onur abidesi,bütün zenginlerse birer müsvetteydi bizim alfabemizde,ve biz bu alabeyi kıçımızdan uyduruyorduk.Hep sevdiği kızdan ayrılması istenen gariban bir genç olurud,ve bize göre zenginler asla yürek yarası çekemezlerdi,çünkü herşeyi parayla alabileceklerini düşünürdük,ve bu aslında bizimde zenginleri kıskanmamızdan öte bir şey değildi.Yani hangi gariban,zengin olsa bir zengin gibi yaşayacaktı aslında ama bunu nedense bir sosyal durum,ekonomik yetersizlikten çok,bir onurlu duruş hali zannettiriyorlardı bize.Ve dışlanmalıydı zengin çocukları,çünkü ülkemin yüzde sekseni garibandı ve onlar yüzde yirmi azınlığı oluşturuyorlardı.
Sonra büyüdük ve anladıkki,aslında bizde bir azınlıktık,çünkü ülkemiz onlarca azınlığın oluşturduğu bir bütünlüktü,ve herhangi bir azınlıktan taraf olmadan bu çoğunlukta nefes alma şansımız yoktu.
Ya başörtüsünü dinimizin bile üzerinde görecektik ve bunu bir rant haline dönüştürmenin telaşına düşecektik,yada başörtüsünü salt inançları için takan bacılarımızı okullardan dışlayacaktık.
İllada sevmek zorundaydık bu ülkeyi,yoksa terkedecektik,yada askere kurşun sıkan hainlerle bir olup,dağlara çıkacaktık,ya halkın devletlerin üzerinde bir egemenlik olduğunu ve özgürlüklerinin sağlanması gerektiğini savunacaktık,yada devletin gücünü ardımıza alıp halkı ezecektik,ortası yoktu,sadece insanları sevmek,yaşadığımız dünyayı ve onun nimetlerini insanlık için kullanmak yasaktı,çünkü taraf olmayanların yeri yoktu bu ülkede.
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta