O sabah,yengesinin ve kuzeninin nişanlısı Ayşenin gürültülerine uyandı Orhan.
'' ayy kızzz,dışarı bak kar nasıl yağıyo''
''aaa gerçekten,kar yağıyo,kar''
Orhansa yatağında doğrulmuş,yengesine ve Ayşeye kızıyordu kendi kendine
''ne oluyor yaa sanki ilk defamı kar yağıyor Bursaya''
İlkdefa yağmıyordu belki ama,son yıllarda ilk defa bukadar erken düşüyordu kar bursaya,henüz kasım ayının başlarıydı ve geçen yıl otelcilerin yılbaşında bile Uludağda kar yoktu diye hayıflanmalarını duymuş olsa gerek,erken gelmişti,misafirliğe.Uludağ heryıl giydiği bu beyaz gelinliği her nisan sonu çıkarır,bir dahaki düğünü beklerdi.Her yıl aynı gelinliği giyen bu nazlı kız hiç bıkmazdı,hiç şikayet etmezdi binlerce insanın üzerinde tepinmesinden,ve bir gelinlik bir kıza bukadarmı yakışırdı.
Orhan lavobada yüzünü yıkayıp,salona geçtiğinde,yengesi çayları dolduruyordu,
--Orhan kahvaltı hazırlayayımmı yengecim,Ayşeyle beraber yapın hı
--Benim canım istemiyor yenge,bi çay içip çıkıcam
Çayını alıp,aranan gözlerle etrefına bakınca yengesi Orhanın sigara yakmak istediğini anladı
--Senin sigaranı gece biz içtik,Ayşe versin sana bi sigara
Ayşe çantasından paketini çıkarıp birtane Orhana,bir tanede müstakbel kayın validesine tuttuktan sonra,çakmağıylaOrhanın sigarasını yakıp
--Orhan bana bi yemek borçlusun
-HIII
--bi kız bi erkeğin sigarasını yakarsa erkek yemek borçlanır bilmiyomusun
Orhan sıkıntılı bir yüz ifadesiyle
--Okadar çok borcum varki,sanada bi yemek borcum olsun ne olur yani
Yeğeninin son günlerdeki hallerinden ziyadesiyle rahatız olan,bunu Orhana defalarca sormasına rağmen cevap alamayan yengesi bu kadar daha sert bir üslup takınarak
---Orhan bak canımı sıkıyosun ama haaa,neyin var oğlum senin,borcun falanmı birikti,söyle amcana,abilerine ödesinler,ne sıkıp duruyon kendini.Hasta olursun yengecim,içine atma
--Yok be yenge,borcum filan yok,öyle aklıma geldi söyledim.
--E niye sıkıntılısın ozaman,yemiyon,içmiyon,konuşmuyon.Amcanda kızıyo bak,dayağı yersin sonra karışmam
Orhan gece gördüğü rüyayı yengesine anlatıp,ondan kendisini rahatlatmasını isteyecekti,hem yengesinin kalın bir rüya tabirleri kitabı vardı,gerçi Orhan o kitapla dalga geçtiğinden şimdi yengesine bunu sorması biraz zor olacaktı ama
--Ya yenge,ben bir rüya gördüm,dün gece,
--Hayra yor,hayır olsun.ne gördün?
--Hani babamla biz hastanedeyken bir Muammer abi vardı
--Muammer?
--Ya hani karısı Nuray ablayla beraber kalıyolardı,cam dibindeki yatakta
--Hee bildim,bildim,pazarcımıydı ne,mide kanseri olan,gece oturuyoduya sabaha kadar
--Heh o işte,onu gördüm rüyamda,böyle büyük bir odadayız,muammer abi bana diyoki,Orhan bu odaya kaç cenaze sığar,bende ona diyomki abi ohoo burası yirmi kişi alır
--eee sonra?
--Sonra o sanki morgta yerkalmadı burayı morg yapıcazmı dedi bişey dedi,öyle uyandım
Yengesi ve Ayşe bu kısa rüyaya pek anlam verememişlerdi,yinede yengesi Orhanı rahatlatmak için olsa gerek
--Oğlum ölü görmek haber demektir,ama senin bu adama borcun,sözün adağın varmıydı
--YOOO
--Öyleyse hayır istiyo
--Ya elin adamı benden niye hayır istesin,kendi karısından,çocuğundan istese ya
--İyi düşün
Orhan gözlerini tavana dikip,sigarasından peşi peşine birkaç nefes çekip
--Yalnız bişey vardı
--Ne?
--Hani benim şu kitap vardıya,çıkarıp kanserlilere vercektim
--Eee
--Muammer abi biliyodu,bana bikereeğer ben hayatta olursam bana,ölmüş olursam nuray ablana getir,çorbada tuzumuz olsun demişti,
--Severmiydi şiiri
--Yokbe şiirden filan anladığından değil,maksat hani abi kardeş gibi olmuştuk ya gönlümü almaya çalışıyordu.e kendide kanserdi ya öyle duygulanıp söylemişti işte
Yengesi biraz titrek,biraz üzgün bi ses tonuyla
--Orhan ben sanki biraz anladım ama sen ne dersin
--Ne anladın yenge?
--Bu adam senin söylediğini unutmamış,sende baban öleli üç yıl oldu hala çıkarmadın şu kitabı,yok bi kişi daha bulcam filan diye sallayıp duruyon,sana sitem etmiş oğlum.Sözünde dur diyo sana,rahat uyuman için verdiğin sözü tut,parası neyse hep beraber verriz,madem bişey söyledin arkasında dur.
Orhanın yüzü bembeyaz olmuştu,dışardaki karla renkdaş bir utanma çökmüştü gözlerine,'' Aman allahım'' dedi içinden ''ben ne büyük gaflete düştüm,ölmüş bi kanserli bile bana görünüp sözünü tut diyor,ben hayattaki onlarca insana bahsettim bundan onlara nasıl cevap vericem,......''
Mavi kitabı çıkarmaktan ve Orhanla arkadaşlık etmekten vazgeçti diye,neleri rafa kaldırmıştı böyle,umutları,hayallweri,sözleri, yeminleri,egoistçe bir sevdaya kurban ediyrdu bu ne patavatsız,ne iğrenç bir yürekti böyle.
Son zamanlarda şiir bile yazmıyordu,yada sadece maviye yazıyordu,sevgisine karşılık alamayan her insan verdiği sözleri,yada hayallerini çöpe atarsa dünya ne büyük bir çöplük olr,ve ne kadar iğrenç kokardı.
Evden çıkıp dükkana giderken hep bunları düşündü.Yengesini,rüyayı,muammer abiyi,maviyi,şiirlerini,ve her adımda biraz daha kızdı kendine,bu günden tezi yok şiirlerinin başına geri geçecekti,Oşiirlerini bu savaşın birer gönüllü askeri ilan etmiştitde şimdi onları komutansız bırakıyordu,hayata küsmüş,korkak,yılgın bir komutan ne işe yarayacaktıki,onun başsız bıraktığı askerler bir işe yarasındı.hemen orduyu toplayım,savaşa en ön cepheden devam etmeliydi,
Şiirleri en acil tarafından bir kitapta toplanıp,elden ele dolaşmalı,her şiir bir ilaç,her dize bir kemoterapi tedavisi olmalıydı,bu onun kendine verdiği en büyük sözken şimdi verdiği sözü tutmanın vaktiydi,boşvermek zavallıların işiydi,ve Orhan zavallı değildi.
Mavimi*
Mavi şiirden,şarkıdan,romandan,hayattaki herşeyden,ve hernefesinden daha ayrı ve hepsinin ilhamı olarak,bir sevda masalı olarak yaşamaya ve beklenmeye devam edecekti,Hemde artık bir şaire olarak değil,sadece Mavi olarak,gelmesi yeterdi
devam edecek,ama artık şiirlerle beraber........................
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 4.11.2006 16:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!