Günler takvim yapraklarından su gibi akıp giderken,Orhan için herbiri bir ay uzunluğunda seyrediyordu.Artık banyoya bile cep telefonuyla giriyor,bir kaç hafta önce yazdığı hikayedeki,Doğan'ın düştüğü duruma düştüğünü yüreğinin derinliklerinde hissediyordu.Seyrettiği filmleri anlamıyor,dalıp dalıp gidiyor,etrafındakilerin konuşmalarını hep sonu bir ünlemle bitmesinden tekrar edildiği belli olan cümlelerden anlıyordu.
''ya sen beni dinlemiyormusun? ''
Dinliyorum
Ne dedim en son?
? ? ? ? ?
Telefonunu hiç bir yerde bırakmıyordu,çünki beklediği telefon gelirse hiç kimsenin onun sesini kendisinden önce duymasını istemiyordu.Artık bütün şarkılar Orhana güzel ve içli geliyordu.En zıplak pop şarkılarda bile şarkının bir sözünden kendine pay biçiyordu.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla