Mavi Kolye 14 Şiiri - Serhat Çalışkan

Serhat Çalışkan
283

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mavi Kolye 14

Her sonbahar, gidişiyle Orhana bir kaç günlük hastalık bırakırdı.Son bahar,nöbeti kışa devrederken,Orhan hep hazırlıksız yakalanır,sabah çıkarken güneşli olan hava öğleden sonra yağmura,akşamüstü kuru soğuğa çevirir,gömlek üstü ince bir ceketle dolaşan Orhan heryıl aynı senaryoyu yaşamaktan kurtulamazdı.Yine aynı olmuştu,Akşamdan beri sayısız gripin,ağrı kesici,ve binumum grip savar koca karı karışımları içmesine rağmen,midesi ağzına gelmiş fakat sinir bozucu burun akmaları,baş ağrısı,mide bulantısı geçmemişti.

Bitkin,yorgun,düştü düşecek bir vücudu dükkana taşıması gerekiyordu.Yapılacak işler vardı.Amcası ve yengesi evde kalıp dinlenmesi için ısrar etmişler fakat sebebini bilmediği bir inatla dükkana gitmek istemişti.Aslında işleri Hasan'da yapabilirdi,stoklar sayılacak,bir iki toptancıya telefon edilecekübirde dükkanın bozulan klozeti tamir edilecekti,Hasan bu işleri çok çok bir saatte yapabilirdi,ama Hasan, Orhan'ın, MAvi'ye yazdığı romana yeni sayfalar ekleyemezdi.Orhan yazdığı romanı dükkanda tutuyor,eve getirmiyordu,her yazmaya başladığında romanın enson yazdığı kısmını tekrar okuyordu.Bu yüzden dükkana gitmeden yazmak istemiyordu,Çünkü başağrısından enson ne yazdığını tam hatırlayamıyordu.

Amcası'' yorgunsun,motoru bırak benim arabayla git ''demişti ama Orhan'ın ehliyeti yoktuki,üstelik çok kötü araba sürüyordu.Orhan direksiyona geçince etraftaki bütün yaya ve sürücülerin hayatı tehlikede demekti.
Bir keresinde Maviyle telefonda konuşurken Mavinin söylediği sözü yanlış anlamış,onu sürücü kursuna gidiyor sanmıştı.Mavide ona ''benimzaten ehliyetim var'' demişti.Orhan içinde garip bir titremeyle''ehliyetin olmasına sevindim deyivermişti.Mavi o anda Orhanınaklından geçenleri,kalbine giren masum hayali bilmediği için onun boş bir laf ettiğini düşünmüş ve''aslında bizim sorunumuz her şeye cevap vermemiz,kendimizi konuşmak zorunda hisstmemiz'' demiş ve gülmüştü Orhana.Oysa Orhan o anda''Ben araba sürmeyi doğru dürüst bilmiyorum,ehliyetimde yok,olurda ilerde araba alırsak sen sürersin,banada öğretirsin.Ben kadına arabamı verilir diyen denyolardan değilim diyecekti.Orhan,Maviyle ilerde beraber olabileceklerini düşünmüş,ve arabayı hayalinde Maviye vermişti.Direksiyona sen otur demişti.tabii o anda bu düşündüklerini Maviye uzun uzun anlatmayı henüz erken bulmuş ve,Haklısın boşa doluya konuşuyorum demişti.

Dükkana yine motorla gitmişti,Hasan kolzeti tamir etmiş,çay içiyordu.Orhanın geldiğini görünce bir çayda orhana söyledi.Hasan maliyede okuyordu,kısa boylu,gözlüklü,sevimli bir gençti,Orhan okumak için çalışan bu genç adamı seviyor,onunla muhabbet etmekten zevk alıyordu.Hasan orhanın sararmış yüzünü çabuk farketmişti
--Abi hayırdır,yüzün sapsarı,hastamısın
--Biraz kırgınlık var üzerimde
--Ne kırgınlığı abi,sen baya baya hastasın,hiç iyi görünmüyosun,git istersen,
Sonra söylediğine pişman olmuş bir yüz ifadesiyle
--Gerçi bende hızlı okuma kursuna gidecektim ama
---Hızlı okuma kursumu?
--evet
--Niye hızlı okuma kursuna gidiyosun,yavaşmı okuyosun?
--Yok abi,ben kursta ders veriyorum,öss hazırlık sınıflarına
--Okadar iyimisin
--Dakikada bin ikiyüz,bin üçyüz okuyorum
--Hadi canım
--Vallahi bak
Orhan hemen önünde duran kitabı aldı,ilk sayfayı çevirip ikinci sayfadan başlarken
--Tut bakalım,bir dakika
Hızlı hızlı okumaya başladı,sayfayı çevirip ikinci sayfaya geçti,tam bitirmek üzereydiki
--Dur!
--Bittimi
--Bitti abi
Başladı bu seferde okuduğu sayfalardaki kelimeleri saymaya 1,2,3,4,..........
54...........320.........726,727
--727mi
--Hıı
--Baya iyisin abi
--Hadi be ordan kendi 1200 okuyo 727 ye iyisin diyo
--Abi ben ilk başladığımda beş yüz elli okumuştum
(o sırada kafenin garsonu çayları bırakmış,çıkmak üzereydi)
Orhan seslendi
--Emine
--Efendim Orhan abi
--Güzelim Mahmuta söyle akşama bizim hesabı bi toplasın,malum ay sonu,hesabı kapatalım ihtiyacı vardır
--Enson seksendi galiba abi
--Seksen milyonmu
---Hıı
Orhan birtürlü yeni liraya geçemiyordu,
--Tamam akşamüstü gelsin ödeyelim
O ara garson kızın arkasından melül melül bakan Hasanı farketti.
--Ne o,pek dikkatli süzdün kızı,Emine'yemi vuruldun yoksa?
--Yok be abi
--Hadi ıulan farketmedikmi,kaydın gittin,sandalyeden
--Biz baksak ne olur abi,o bize bakmazki
--Ne biliyon
--Naapsın beni be abi,kafede onca zengin çocuğu dururken
Orhan kızmıştı Hasanın bu düşüncesine
--Ne olmuş zengin çocuğu varsa,bu kız ille zenginleremi bakar
--Yaa öyle değilde
--Ne öyleyse oğlum.bu işlerde zengin fakir olurmu.Sen önce kendine güven,ne biliyosun ilerde çok zengin olmayacağını.Yada çok zengin olursan her kızı ayarlarımmı sanıyosun,Önce insanlara saygı duy,tanımadığın kızı karalama,ben şimdi çok zengin olsam Mavi geri dönermi,konuşurmu benimle sırf bu yüzden
--Bilmem
---Dönmez,parayla dönecek olsa,roman yazmaya değil,bir an önce zengin olmaya çalışırdım.aklından böyle çiğ düşünceleri çıkar.
Aşk insanı yakmaya başladımı böyle bir dükkan dolusu para olsa,kül olması bir kaç saniye sürer.Eğer bu kızdan hoşlandıysan geç karşısına söyle,seni istemezse bile emin ol sebebi para olmaz,
Ekledi sonra
--Tabi bu işi dükkanda yapma,tacize girer ayıp olur.

devam edecek...............

Serhat Çalışkan
Kayıt Tarihi : 31.10.2006 19:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Serhat Çalışkan