Sigara dumanından göz gözü görmüyor
sesleri takip ediyorum
adımlarım olabildiğince kararsız
her ses sonraki mevsim kadar uzak
ve bir sigara daha yakıyorum
sesler artık ulaşılmaz …
Saatimi yalnızlığa kuruyorum
her saat başı bir kez muhakkak çalıyor
beni yalnız bırakmayan tek somut varlık bu
kin ve sevgiyi aynı kadehten içiyorum,
nedense bu gece sarhoş olamıyorum
bir alkoliğin günlüğü diye başlıyorum yazmaya
yağmura yakalanıyorum çırılçıplağım
arsız bir çocuk gibiyim
yağmuru gözyaşlarıma benzetiyorum…
Birine sırılsıklam aşık oluyorum bu gece vakti yalnızlıktan
adını daha önce hiçbir şiirde kullanmadığımı söylüyorum
inanmıyor
son bir kez dönüp bakmıyor bile
umursamadan beni ve sözlerimi
artık bende varım diyor…
Çılgınlık anlarımdan birinde uzun bir yolculuğa çıkıyorum
bu kentin lüks kaldırımlarından yürüyüp şose yollardan birinde buluyorum çocukluğumu
lastik ayakkabılarının her tarafı çamura bulanmış
evet o benim diyorum..
çocukluğum ellerimden tutuyor ve beni çıkarmaya çalışıyor düştüğüm bataklıktan
mahçup oluyorum ona karşı
kızarıyorum
küfrediyorum..
annem duyuyor sesimi
şimdi kulaklarımın kızarma vakti!
Kürtçe devam ediyor kalemim
özüne dönme çabasını takdir ediyorum
asimilasyonmuş
baskıymış
tek dilmiş
Kürtçe sürüyor sözcüklerim
sözlüğüm yok…
Barışı hayal ediyorum
özgürlüğü
acılardan yorgun düşen bu coğrafyada
çamura bulanmış lastik ayakkabılarımı özlüyorum..
Anlamıyor savaş tanrıları beni
belkide yeterince duymuyorlar sesimi
dağlardan mı çok uzaklaştım yoksa sesimi mi kaybettim
bilmiyorum
ama nedense hep yankısız kalıyor çığlıklarım…
Ve yeni bir sabaha yol alan sözcüklerimi yutuyorum boğazımda dinmeyen bir acı
bitmeyen bir kabus gibi geliyor her şey
iz bırakan yaralar taşıyor dostlarım
ve ne zaman dokunmak istesem onlara
aynı olamayacağımızı söyleyip duruyorlar
ezberledikleri bir yaşam mecburiyetiyle…
Düş olsam gerçekleşemiyorum
gerçek olsam acıdan vazgeçemiyorum
kadere inanmıyor
yağmursuz
susuz yaşayamıyorum
yine de anlamıyor anlamıyor anlamıyorlar..
Kabul ediyorum
yenilgi bulaşıcıdır
bir kez yara almaya başladı mı insan
kanar ondan sonra her sese ve gülüşe
çamurlu ayakkabılarıyla çocukluğum son veriyor yine bu klasik hikayeye
ellerim şimdi daha cesur
bir kaç kez yırtıp attığım beyaz patiskalar ölüme yakınlaştırıyor beni
çok iyi olmasa da dost sayılır diyorum kendime
dün geceden arta kalan ekmek arası yalnızlığımı alıp avuçlarıma
gülümseyerek izliyorum
son yolculuğunu hayatımın
izlediğim ilk reklamsız film bu belkide
sürüklemesi bundan beni sonra ki sahneye
adam kollarını açıyor ve….
elektrik kesiliyor
filmi anlamsız bırakıp..
Son yazısını görmediğimden belki de bu kızgınlığım
doymadım, belki de ekmeğimin küçük yalnızlığımın büyük olması buna neden
aldırmıyorum buna, diğerlerine de daha sonraki günlere bile
ta ki çamurlu lastik ayakkabılarıyla çocukluğum çıkıp gelene kadar…
aldırmıyorum her sabah aynı güneşin doğmasına
dedim ya bir alkoliğin günlüğünden çalıntı her şey
ben
çocukluğum
ve sen..
Kayıt Tarihi : 16.3.2013 22:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Şener bey.
TÜM YORUMLAR (1)