Mavi kaplı defterimden kısa notlar 2

Evira Ayaz
20

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mavi kaplı defterimden kısa notlar 2

Kapının ardından geliyor bu ses
Ağır adımlarını gizlice sürükleyip yaklaşıyor bana
Kırmızı ojeli parmak uçlarında kin ve nefretle
Hak ettiğim bir son/suzluk bu…

Hatırladığım bir bahardı
yağmur yüklü bulutlar da vardı
yeni açan çiçeklerde
mor sabahlar yaşanırdı evimizin bahçesinde
semaver dumanıyla kararan mavi gökyüzünde çay demlenirdi
gök maviliğini kaybedene dek süren bir kahvaltıydı…

doymak bilmeyen bir açlıkla çiğnenen lokmaların
dilimizde bıraktığı suskunluk sokaktan geçen bir arabanın tozu dumana katmasıyla
son bulurdu…

Zaman kavramının hiçe sayılma saatleri

yolculuk anının gelip çatmasıyla son bulan kahkahalar
yerini bırakırken hüzün çatışmasına
en çok ağlayanı bulmak için başlardı sanki
bütün yolculuklar

Bir tas suyla uğurlanan kişinin ardından bakan gözler
kimi zaman dönmeyecek birine son defa bakıyormuş hissiyle belleğimde dururlar
ve gidenler bu hissi gerçekleştirmek için sadece
bir daha asla dönmediler…

Çocukluk işte

Bağırıp çağırsam
koşup yetişsem
ne denebilir ki sadece nefesim kesilir, biliyorum…(büyüdüm artık)

Ay ışığını görüyor musunuz?
ne kadar güzel…
(aslında ay’ın en berbat hali ama kimin umurunda )

Bu sadece beklenen bir şiir…

Onlar kendilerinin farkında hatta bu şiirinde
Belki de sabırsızlıkla ne zaman son bulacak diye okuyacaklar
Ya da kelimelerin arasında kaybolup gitmek isteyecekler
Çünkü onlar kaybolmayı hak edenler…

Şiirin isimsiz kahramanları onlar…

beklenen bir şiirde yaşamayı istemek ne kadar sıradan olsa da
beklemek kadar yorucu başka bir duygu var mıydı acaba?

İntihar anı (sessizlik şart)

günahlarımı bir dağın tepesinden aşağı atıyorum
bulutlara hiç bu kadar yakın olmuş muydum acaba?
evet
bundan önce ki intiharımdı
onlar vardı ve beni ele vermişlerdi…

Uzun yıllar süren tutsaklıktan sonra yeniden aynı suçu işleme hevesiyle yanıp tutuşan ruhum…(yetmedi mi diyen çığlıklarımı duymazdan geliyorum)

Günahlar bedensel yalnızlıklardır

İlk defa bu cümleyi kullanıyorum bir şiirde
affedilebilir bir masumluk serpiştirmek adına
yalnızlığı suçluyorum işte…

Bu gün psikologa gittim, bir sürü ilaç verdi
İyimi geliyor kötü mü, anlamadım…

İlaç tedavisi fayda etmeyince kapatıldığı yerde, uzun yıllar çıldırmamak için mücadele eden isimsiz kadın…( bir defa ziyaretine gitmiştim, onu benden ayıran hiçbir fark yoktu, duvarlar dışında)

Duvarların rengini hatırlıyorum
gri renkte penceresi olmayan duvarlardı
üzerine çizilen pencere resimleri kırmızı kalemle ve acemiceydi
bir pencereden çok takvim yaprakları gibi duran şekiller
zamanın tersine akıyordu…
( uyuma vakti gelmişti, yüksek dozda narkozla)

Delilik bulaşıcı değil biliyorum
sadece çıldırmamak için önlem alıyorum

Yankısız çığlıkların duyulma saati
kulaklıklarınızı çıkarın ve dinleyin…( lütfen sigara içmeyin)

Yasaklar çiğnenmek içindir biliyorum ama sosyal mesajların faydasını anlatan bir sürü reklam izledim…
( tv hastası değilim sadece biliyorum)

İsimsiz bir çocuğun elinde taşıyabileceği maksimum büyüklükteki taşın atıldıktan ve hedefine vardıktan sonra ki şiddetini ölçmeye çalışan birkaç bilim adamı konuşurken…

Atılan taşların ülke ekonomisine verdiği zarar birkaç zengin iş adamının yeni ve lüks binalar yapmasını etkileyecek derecede mühim bir durum…
( çöp konteynırı gibi taşlar içinde her caddeye bir konteynır bırakılsa belki de hiçbir sorun kalmayacak)

çocuklar size sesleniyorum!!!

O taşları biraz da zengin iş adamlarının yararına kullanın lütfen.

Son sosyal mesajımdı sanırım…

Tv'de bir şov proğramı vardı
kaçırmanızı istemem…

Evira Ayaz
Kayıt Tarihi : 28.8.2018 21:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Evira Ayaz