Kavuşmayan parmaklarımızın birbirine sus/kun kelepçeleriyle
Nice mevsimler geçti, ay yoruldu, güneş kızdı kendi çehresine
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu öyküler hiç bitmeyecek...Deniz taşıyacak hepsini belkide..Çığlık atan martıların kanatlarına uzanarak...Sessiz ve hüzünlü..Ama umut..o hiç bitmeyecek...
Kutluyorum..Sevgiler...
..'şiirden çok şiirsel sözlerle dolu bu yazıları okurken kendimden geçiyorum.....hepimizi bi yerlere götürüyor emin olun ....Tebriklerimle....'İZİNDEYİZ HOCAM......
emeğinize yüreğinize sağlık
mavi kanatlı martılar anlatacak sevdamı
susmadan yorulmadan
bir onlar şahit sevdama
bir onlar anlar beni bu dünyada...
ne güzel bir denemeydi...teşekkürler
Gecenin yorgun hasatlarından uyanınca arardın seven yüreğimin çardaklarını. Ruhumu ılık rüzgârına verir, anardım sevdalı sözlerimi. Defalarca sarsılmış bir bedendin, yakardın ellerinle doyumu arayan tüm denizleri. Yorulurdu gece, tükenirdi iniltilerinle tüm bilmece. Sen kimindin, bunu düşünürdüm, dudaklarındaki mor izleri izlerdin aynada, öpüşler dilerdin. Yolcusuz limanlara atardım sonra kendimi, boş gemileri içinde sen varsın diye boşuna beklerdim.
……………………………………….
Bundan böyle, aralı bıraktığın kapıların çürümüş kanatlarına her sabah bir damla gözyaşım düşecek ve o an uyanacaksın mahrem uykularından. Ardından tükenen günaydınlarınla, içimi aydınlatmayan el sallayışlarınla tükenecek baharlarım. Ömrüme ömür katan gözlerinin ülkesine bir daha girmeyeceğim ve üzünçlerin musallasına yatıracağım bu bedeni. Günler yine dönecek, mevsimler yine geçecek ve ben unutuluşa bilet ayırttığım yamalı gemilerin güvertesinde buruk bir öyküyü anlatacağım mavi kanatlı martılara.
……………………………………….
Korkularımızın dirençli yalnızlığında sorguladığımız tüm gerçeklerin bileşkesi aşk ile kesişir. Gün biter, gece çöker, bitimsiz özlemler demlenir yürekte. An, kendimizle sonlanmayan kavgamızdan galip çıkan tadı damakta bir şiirdir aslında.
Saygın kaleme sonsuz tebriklerimle…
Paha biçilemez coşkuların miadı eskidir, gül kendi toprağını terk etmeyen, yalnız düşünüşlerle yaprağını güneşe, kokusunu rüzgâra veren muazzam bir çiçektir. Dokunmasız geçer bazen günler, koklanmadıkça delirir o an güller. Toprağa düşer sevdanın gözü ve adım adım geçer sevgilinin ruhunda özü. Aşk kapalı kapıları aşmaktır ve sevginin sahilinde çılgın bir buluşmadır. Açtım işte kollarımı sana, seni beklemek, sensizliğe uzanan anlamsızlığa bir başkaldırıdır.
Çok güzel ve haklı bir başkaldırı ama,kalemin yüreğin var olsun emeğine sağlık tebrikler.
Kavuşmayan parmaklarımızın birbirine sus/kun kelepçeleriyle
Nice mevsimler geçti, ay yoruldu, güneş kızdı kendi çehresine
Güllerimizin boynu büküldü sensizliğe, döküldük sarı denizlere
Işık hızıyla yitti günler, aşkın adasında yer bulamadık kendimize
.........................................
Aşkın adasında mutlaka yer vardı gerçek olan aşka....
Ama suskularda gömülü veda zerreleri gece ve sabah arası kayıp zamanda beslenir.....
Ve bu çıkmaz AN/ IN koynunda avını bekler...Aşkı vedalara düşürmek onun en güzel oyunudur...
ŞİİR okudum ...
KUTLARIM...
Günler yine dönecek, mevsimler yine geçecek ve ben unutuluşa bilet ayırttığım yamalı gemilerin güvertesinde buruk bir öyküyü anlatacağım mavi kanatlı martılara.
ve bir öykü daha yazacağım umuda sevdaya dair...bir daha..... bir daha.... ömür sürdükçe.
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta