Talas’ın başındaki
Üç mavi bloktu
Erciyes Erkek Öğrenci Yurdu
Evimiz sayılırdı bizim
Biraz da kalabalık
Bin altı yüz kadar adam
Hep beraber yaşardık
Hala hatırlarım
A-blok yirmi üçüncü oda
Hatırladıkça yanarım
Kucak dolusu hatıra
Bilmezdim o zamanlar
Meğerse yurtta geçmiş
Su gibi en güzel yıllar
Ranzam cama bakardı
Camda bir ağaç dalı
Uyumazdım geceleri
O dal güneş açardı
Uykunun dibine vururdum
Üstelik gündüz vakti
Uğramasa hepten uyurdum
Ah o mavi önlüklü
Babayiğit ihtiyar yok mu?
Bıyıkları endamlı
Kurban olduğum Pala Dayı
Ranzaya tırmanıp aslan gibi
Bir güzel camları silerdi
Süpürgeye katardı odayı
Yalın ayak çöpte bulurdum
Süpürülmüş ayakkabımı
Odamız küçücüktü
Altı adam üç ranza
Üstüne altı da dolap
Bir yığın da boş hayal
Doldurulmuş tıka basa
Bu odadan kimler gelip geçti
Kim bilir belki yüzlercesi
İnsanlar tanıdım ben bu odadan
Hem de her türlüsünden
Gelip geçtiler burnumun ucundan
Böyle adamlar görülmemiştir
Şehit Erhan, Bakkal Hakan
Çatlak âlim Abdülkadir
Palavracı Memduh
Dertli Ersin, Doktor Deniz
Sayamam daha nicesi
Büsbütün tımarhaneyiz
Tescilli deliler de vardı yurtta
Ulan hepsi tüter burnumda
En çok da o batak faslı
Hani pencereyi söküp de
Kurulan iskambil masası
Bir avuç ranzaya sıkışan
Ondan fazla sinek tayfası
Kör Mücahit’in bağlaması
Bu odadan cihana seslenirdi
Ne hoştu avaz avaz bağırması
Biz söyledikçe yurt inlerdi
Hamam sohbetine ne demeli
Elli adam şarkı söylemek
Aynı anda bir ağızdan
Bakarken elindeki aynadan
Islıkla yüzünü tıraş etmek
Su savaşları ortasında kalmak
Islanmak hem de sırıl sıklam
Kirli bir kovaya doldurup
Elde yıkanan çamaşırlar
Temizlendiği de meçhul ya
Ne gelirdi ki sanki elden
Bizim yapacağımız iş bu kadar
Ranza demirine ip gerip de
Çamaşır kurutma telaşı
Ah ulan canına yandığım
Alçak deterjan yarası
Utanmadan küçük çay diye
Allah’ın sıcak suyuna
Para vermek kantinde
Aç kalınca da az çorba
Dayanmak kuru ekmeğe
Bayat kete bulsan üç günlük
Dünyalara değerdi be
Bereket sanki ömürlük
Yetmiş ekran televizyonda
Bin adam maç izlemek
Sanki topçular bizi duyacak ya
Tempo tutup marş söylemek
Gol olsa bile ayaktakilerden
Bir halt görmemek
En komiği de nedir bilir misiniz?
Olur da yenerse milli takım
Bir yığın herif kız yurduna yürür
Hem de koşar adım
İstiklal marşı söylemeden gelmez
İstiklal marşına canım feda da
Kız için milli marş söylenmez
Meydandaki potaya
Yalan yanlış salladığımız toplar
Terlik ve çıplak ayakla
Düştüğümüz betonlar
Kapıyı geçince imza defteri
İmzalayacakmışız güya her akşam
Bu defter gıcık ederdi beni
Ara sıra karalardım yalandan
Hızlı berberi vardı
Oğlu da ondan hızlı
Topu topu bir dakika
Koyun gibi kırpardı
Bir de kötü bir huyu var
Olmasa ne iyiydi
Neredeyse metrekareye
Ortalama bir reis düşerdi
Kat reisi, blok reisi
Yok, arkadaş yurt reisi
Çoluk çocuk oyunu
Vallahi yalan gerisi
Zorla satılan biletler
Adına konser derler
Bal gibi haraçtı canım
Zorbalık heveslisi
Cahil akılsız zıkkım
Ara sıra meydan savaşı
Sebebini bilen de yok ya
Kırılırdı kapısı bacası
Gün doğmadan daha
Polis damlardı odaya
İlk başta şaka sanırdım
Başımın ucundaki tüfeği
Sonra dolaplar aranır
Gerisi gırgır şamata
Sınav zamanı geldi mi?
Ahıra çalan etütler
Sınava girsem mi?
Yatıp zıbarsam mı yoksa?
Buna benzer çelişkiler
Toptan sıkılan böcek ilacı
Millet uykusuz sersem
Saatlerce İçeri girme yasağı
Ayrıldıktan bir sene sonra
Yurdu ziyarete gelmiştim
Bir de ne göreyim
Yeni yeni binalar yapmışlar
Her ne varsa eskimiş
Alayını sokağa atmışlar
Bir cesedi arar gibi
Demir yığınlara koştum
Tanıdım numarasından
A -132 zavallı ranzam
Ayaklarımı dayadığım
Yatıp hayallere daldığım
Üstündeki salak yazıları
Okuyup ta sövdüğüm
Sendin bu yerde gördüğüm
İkimizdik sokağa atılan
Alıp da cebime koyamadım
Geçmedi değil aklımdan
Son kez ardından baktım
Sonra da mavi evlere
Her şeyi bırakıp geride
Kayıt Tarihi : 14.5.2015 20:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!