Mavi Elbiseli Kahve Telvesi

Hava Köseoğlu
45

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Mavi Elbiseli Kahve Telvesi

Mavi Elbiseli Kahve Telvesi
(Öykü - şiir denemesi)
Gezginlerin gözlerinde gidiyorduk
sabahçı kahvesinde bir telve üzerinde yürüyorduk
sokak kedileri seyircimizdi
rüzgar gülleri şarkılarını söylüyordu kimse duymuyordu
sadece biz vardık o kahve telvelerinde
öyle sessiz, öyle masum sözleri vardı ki
deniz kızlarının mırıltıları
kıvrımlar çiziyordu fincanın yaldızları üzerine

....O zamanlar kızlara kahve içirmezdi büyükler
Bu yüzden rüyalarım hep kahve kokusuyla karışık orta şekerli oluyordu
demek...

Gün ışıyınca uyanmak zorunda olduğum o geceleri
şimdi hala çok seviyorum bakışın gülümserken uykularımda
göz kapaklarım da çiçeğe durmak seninle güzeldi
saçıma papatyadan yıldızlar sıralamak isteğim şimdilerde utangaç çocuk gibi dursa da
her an evden kaçıp parka gidecek gibi gözü kapıda

.....Zamanın verdiği ünvanlarda bazen yasaklı kahve gibi
içimizde demirlemiş gemi olarak dursa da, uzak tutamıyor hınzır çocukluğumuzdan...

Bak işte iki omzunda taşıdığı yoğurtlarıyla Haşim amca sesleniyor
/taze yoğurrttt/

sen olsan korkarsın gidip tepsisine hızla çarpmaktan
hayır deme öyle mıhlanmış bakışlarınla, biliyorum korkarsın
aramızda ki farklardan biri de buydu işte ben hızla koşup çarpardım o tepsilere, sonra da bir güzel dayak yerdim
olsun varsın, acımazdı ki beyazında kaybolurdu ağlamalarım
yoğurt da beyazdı, muhallebi de, biri ekşiceydi diğeri tatlı
tıpkı senle ben gibi
sen utangaç ve efendiydin, biraz da bıçkın bu yüzden çok sevdim ya seni zıt kutupların çekişmesiydi bizi bir arada tutan

.....İçinde hiç kötülük olmayan çocukluğumun sevinciydi yoğrut tepsilerine çarpmak
sırf o beyazlık yayılsın, güneşle kucaklaşsın diye yenirdi dayaklar....
Büyümeye mecbur kalmıştık, ayrı zamanlar, ayrı mekanlardı nefes alışımız sen ne yapardın bilmiyorum ama ben,
çakıl taşları kurursa yaşlanırlar yüzlerinde çizgiler olur diye,
hepsini fırlatırdım maviye
mavi, taşları kucaklardı ben seni. Onlar düştükçe harelerinde yine gülerdin bana
diyaframım yeter diyinceye kadar bağırırdım martıların şaşkın bakışları altında
karşı kıyıya ulaşırımıydı bilmem sesim, sen gülümsemeye devam ederdin sularda
Grek şarkılar dinlerdim/ yine dinliyorum/ ege kıyılarında sardunyalı sokaklarda
avare dolaşmak, yalınayak sarı saçlı, mavi elbiseli kızın peşinden koşmak,
sana gelmek demek biliyor musun...

................
Otuzeylülikibinonbir

Hava Köseoğlu
Kayıt Tarihi : 4.10.2011 01:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hava Köseoğlu