Geceydi…
Şehrin tüm ışıkları sönmüştü.
Görünen sırlar derin uykuda,
Görünmeyenler ayakta, nöbetteydi...
Bir keskin bekçi düdüğünün
Çığlığıyla uyanmıştı gündüz uyuyanlar.
Şehrin titrek ışıkları üzerinde oynaşıyordu
Ağır kokan puslu gece havası…
Her yürek yorgun
Her yürek yaralıydı biraz…
Günden kalanları toplayıp yatmışlardı
Derin bir uykuya…
Karabasanların çığlıkları karışıyor,
Boyuyordu vardığı kuytuları koyu bir kızıla.
Vaktinden önce varılmış olanın sancısı
Çörekleniyordu rüyalara...
Koşuyordu düş perileri boyamak için karanlığı ışığa
Fakat koyuydu gece katran kadar!
Kuytularda ışıklar daha da sönüyor
Karanlık doğuyordu geceye temelli.
Başka bilinmeyen sırlar doluyordu
Düş gezgini olanların koynuna.
Yorgun hayallerin başları bükülüyor
Sönüyordu umutları tek tek.
Yüklerin ağırlığından iniyordu
Omuzlar biraz daha,
Cellâtlar akın ediyordu kuytulara,
Hayalleri asmak için darağacına.
Hoyrat rüzgârların uğultuları duyuluyordu
Kilometrelerce uzaktan.
Paslı çiviler batıyordu vicdanlara
Gecenin koynunda.
Sabaha uzak yerlerde törenler yapılıyordu,
Biraz daha bağlansın diye umutların elleri,
Tutsak oluyordu hayaller gereksizliklere.
Gece kuşlarının kanatlarından salınan,
Onlarca yaralı umuttan, kan damlıyordu
Gecenin sağır, dilsiz koynuna…
Cansız gölgeler vuruyordu geceye sessiz.
Görmüyordu uykuda olanlar.
Karanlıkta kuruluyordu tezgâhlar.
Yıkılıyordu çocukların bindiği atlıkarıncalar…
Yok, oluyordu mutluluğa kurulmuş köprüler.
Ve ağlıyordu tüm hayaller…
Bir kanat sesi süzülüyordu şimdi göklerden
Gecenin zifirine inat!
Boyuyordu karanlığın rengini tozpembesi rengine.
Yerleşiyordu bulutlar yine eskisi gibi göklere
Aralanıyordu tekrar düş perdesi,
Başlıyordu hayaller yeniden,
Gökyüzünden atlayıp, gökkuşağından kaymaya
Baharat kokuları yayılıyordu geceye…
Umut doğrulup yerinden yayılıyordu dünyaya.
Hünerler cirit atıyordu umut dolu şarkılarıyla.
Gecenin dor atına atlamış
Süvarisi de yetişiyordu imdada.
Sıyırıp sevginin kılıcını sallıyordu rastgele etrafa
Ucundan gülücüklerle dolu hayaller
Yağıyordu,
Umut ve sevgiye dair…
Zaman dona kalıyordu oracıkta.
Doluyordu yüreklere sıcacık güzellikler.
Bir gecenin daha katline engel oluyordu
Karanlıktan gelen aydınlığın süvarisi.
İnsanlar ise yorgun hala uykuda…
O boyuyordu karanlığı çivit mavisinin
En güzel tonuna…
Renklerle sarsılıyordu evren…
Masmavi bir geceydi
Sabaha yollanan…
25 Temmuz 2013
Maide ÖzgüçKayıt Tarihi : 5.9.2013 09:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!