İnsan ruhunun kasvetli koridora açılan penceresinden bakıyorum. Kalabalık gruplar, birbiri ardına ulanarak , tavanı basık, dar bir koridordan eğilerek geçmekteler. Sevinçlerin ve acıların algoritmasından oluşan sürece hayat dendiğini bildiğim için temelleri, insan bilincinin kendine özgülüğüyle atılan, birlikte görme-hareket etme tarzını anlayabilirim. Neden buradan geçtikleri hakkında fikrim yok. Kasvetli, hüzünlü hissetmek insana özgü hal olsa gerek. Geçiş ansızın durdu. Geriden gelenler yığılıp kaldılar. Tıkanmanın nedenini öğrenmek konusundaki sakıncalar ileriye bakmayı engellemekte. Kalabalık gruplar halinde gelmeye devam ettiklerinden, koridordan gerisin geriye çıkış yok.
Neler oluyor? Bunu öğrenmenin bir yolunu bulmalıyım.
Pencereden koridora atladığımı dahi fark etmeyecek kadar kendilerine kapanmışlardı. Gruplar, birbiri arasına illaki fark boşlukları bıraktığı için o boşluklardan kayarak ileri doğru koşmaya başladım. Nereye gittiklerine dair merakın taşırdığı aklımın olanca marifeti buydu.
Evrende kendini bilinçli bir varlık olarak keşfettiği andan itibaren, etrafındaki her şeyi merakla sorgulamaya başlayan insanların bu büyük yolculuğu nereye varır? Belli ki sonsuzluğun öznesi konumuna getiren bilme, anlama ve anlamlandırma etkinlikleri halden hale almakta. Hal bilip yüreklenmek… Bilme edimini kendine yöneltmesi ile başlayan varlık vurgusu kalpte yankılandıkça birçok tesir yüklenir ve İnsan hakikate ulaşmada kendine rehberlik edecek yetiye ulaşır. Her insan o yetiye ulaşamayacağına göre açılanacak insanlar olmalılar. Duyguların yanıltma potansiyeline karşılık, hakikat arayışında en güçlü kaynak olarak kabul edilen hisler, akla biçilen üstünlüğe karşı insan ruhunu olgunlaştıran yapılar olarak kayda geçecektir.
Yokluğu temsil eden her şeye bakmaktan yorgun gözler
Göz kapakları altına gizlendiği yerden
Çarpan görüntüler iletiyor
Mağara sesi yansısı ile
Verdiği sözde duruyor olmanın beyanı
Kendine özgü bir biçimi olmayan uğultuyla
Meydana çıkan
Sarsıcı üzüntü duygusu
Göz yaşında silinemez bir okyanus vasisi
Her ayrılık bir vazgeçiş
Bir ulu kayıptır yücelerde
Gittikçe içe kayıyor her biri
Yüzlerinden askıya alınmış kayıp gölgeler geçiyor
Kalbin olanca ışığı
Dağılırken dönüyor hızla yer tabanların altından
Bir açılıp bir büzülerek o büyük boşluk etrafında
Duyguların sayısız tonunda
Aynı duygu içinde olunsa dahi
Farklı duygusal yaşantıların deneyimi sökülüyor boşluğa akan ıstıraptan
Herkes aynı duyguyu aynı tonda yaşamadı
Derecesi ayrı
Kademesi başka
Bu dünyaya ait olmayan
Şefkatin ve merhametin ışıklı koridorlarından
Açılan pencerelerden bakışımlar uzanıyor
Kötücül eylemleri bildirircesine
İnsan özündeki
Anlayış ve empatiye hayatlarımızda daha fazla yer ayırmaya
Hem alçalış hem de yükseliş için imkân var
Dercesine
Anılar belleği söküldü yerinden büsbütün
Bir başka vaktin esintisinde hışırdayan ağacın
Yapraklarındaki bahar sayıklayışlarında
Eşkâlini veriyor
Aymazların
Nerede göründü iseler orada aranacaklar
Ansızın yollarına çıkacak bir heybet
Kabahat biçecek zanlarından
Umutların ve hayallerin bahçesine ıssızlık çöktüğünde
Hayata güç veren aşkınlığı gözlerimizin önünde parçalayanlar
Karşısında
Bir mücadelede yalnız bırakılansın
Dünyanın bütün acılarını sırtındaki küfeye koyup uzaklaştırmak üzere
Sözleştiğin istisnasız herkes
Savaş meydanında yaralı bıraktı
Aç gözlerini tereddütsüzce
Kaldır göz kapaklarındaki ağırlığı
An kadar dahi beklemeye
Gerek tutulmadı ki
Bağlasın zaman itkini
Kederin aynasıdır
Yürek yarası
O yaraya bakma cesaretini kuşandın
Öyle yaşantılar var ki inanılması güç
Acıya boğar bir anda insanı
Anlatamaz kilitlenir dil değirmeni
Suskunluğa mecbur eder yüreği
Bir karar kadar uzaktan
Derinliklerinde kim olduğunu bildiği yere iletir
Mavi Atlas
Dünyayı derinden değiştirebilir
Yeni bir insanlık rotası
Derya Kızılgöz
Kayıt Tarihi : 20.12.2023 01:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!