Bambaşka yine gün
Bir yanında hüzün
Bir yanında düğün var gönlümün...
Belki de bu yüzden
Hem gün batımına kadar
Parmak hesabı gece saydım
Hem kızıl göğe takıldı gözüm
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Bir gün de biri, türkü söylediydi bana, “mavilim” dedi, “mavişelim”… Öldüm de diriliverdim. Bir sözcüğün sesinde ölür insan, bir rengin serininde dirilir. Michel Pastoureau, çok sonra tanışım oldu. “Mavi”yi yazmıştı, “Bir Rengin Tarihi”ni… “Antik Roma’da barbarların, yabancıların rengidir.” Antik Yunan’da adının anılmamasına hayret ediyordu. Yunanlılar mavi körü müydüler? Sonra yerden göğe uçuverir mavi, renklerin kral koltuğuna kurulur. “Müziği yumuşaktır” demişti. Ne değildir ki mavi! “Hoştur, akıcıdır; gökyüzünü, denizi, dinlenmeyi, aşkı, seyahati, tatili, sonsuzluğu çağrıştırır.” Bu kadar mı? “Tedirgin etmez, sakindir, barışçıldır, mesafelidir, neredeyse yansızdır.
Usta kalemınızden dökülen nadıde satırlarınız için yuregınıze teşekkürlerimi sunuyorum saygılarımla üstadım
kutlarım hoş paylaşımı
beğeni ile okudum
okunuşu mükemmel
geçişler mükemmel
akışı mükemmel
bence harika bir paylaşım olmuş
duygularındaki yogunlugu
ilhamın vede
kalemin hiç tükenmesin
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta