Mavera'da Hasbihal Şiiri - Nimetullah Sucu

Nimetullah Sucu
64

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Mavera'da Hasbihal

Geceleri yurdumun dağlarında meşaleler yakılırdı,
Botan nehrinden testisini dolduran dervişler,
Tanrı dağlarına doğru yusufçuklar salardı,
Gabar’da tutuşan ateşte onlar vardı.

Kurdu bir mağarada otağı vezir Tonyukuk,
O gece herkes oradaydı,
Bilge Kağan, Kültigin, Atam Oğuz, Dedem Korkut,
Erler, erenler, evliyalar, pirler, bir sırra erenler…

Edebali uzatıp işaret parmağını,
“Oğul” dedi, “bu yerlerden kovacaklarmış bizi,
Fırat’tan ötesini bıçak gibi kesip atacaklarmış,
Zamanın boşluğuna bırakıp köklerimizi…
Şimdi Alparslan sürdürsün kavlimizi,”

Sonra Sultan Alparslan tutup ellerimizi,
Avuçlarımızın arasına bir ferman iliştirdi.
“Oku oğul” dedi.
“Deryalara gark edilmiş bir inci tanesi,
Sırrını suskunlukta demleyen su sesi,
Nasıl çekilir dipsiz bir zamandan,
Zamanı sürükleyen kırkların efsanesi.
Çekilmedi sular, kurumadı tarihin rahmi,
Maveraya koşun, bırakın artık vehmi,
Üçlere yedilere kırklara karışın,
Ekin, akın, hükmetmeye alışın,
Şol cihanın dört yanında,
Birlik için çalışın.
Bu oba, şu yanan ocak sizin,
Durmayın, karış karış gezin,
Çekilmedi sular kurumadı tarihin rahmi,
Maveraya koşun, bırakın artık vehmi.”

Fermanı koynumuza koyarken,
Oğuz Ata üç ok saldı gök yüzüne,
Daldı kulağımız bilge, tok sözüne,
“Her biriniz birer oksunuz,
Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar,
Sizin suyunuza susamış topraklar,
Çınardan dökülen sarı yapraklar,
Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar…
Sizin yolunuza serilmiş atlas seccade,
Kıyama kalkıyor yüzlerce belde,
Gözlerinize çekmeyin perde,
Her biriniz birer oksunuz,
Peki siz şimdi neden yoksunuz?
Korkut Ata, umur görmüş ihtiyar,
Olur mu sanırsınız şimdi bahtiyar?
Yabgular, şadlar, ulu hakanlar,
Dileğim odur ki, dem bu demdir,
Ufukta görünen alp-erenlerdir! ”

Kılıçlarımız yeniden göğü delercesine kalktı,
And içtik orada,
Nizam için kainata,
Başımızda kırk erli Kürşad Ata,
“Gök girsin kızıl çıksın, gök girsin kızıl çıksın! “

Ayın altında Mevlana:
“Anadolu, nirengi noktanız,
Hep burada olsun bir yanınız,
Su susuzluğu arar,
Susuzluk da suyu,
Hep suya yanınız,
Su, su dedikleri belki sizsiniz,
Belki de cihanın sakisisiniz,
Şaki, ibrik verilse devirip döker,
Şakiye can suyu teslim eder misiniz?
Kutlu emanet sizindir,
Şu koca medeniyet…
Şimdi bir cami avlusuna bırakıp,
Gidebilir misiniz? ”

Gidemedik, gidemeyiz, gitmeyeceğiz!
Bir gün Endülüs’te ağartıp yüzünü,
Güneşin kızıl dudaklarını
Çin Seddi’nde öpeceğiz,
Ve mavera koyup aşkın adını,
Onunla sonsuza dek sevişeceğiz.
Akıl imbiğinden, gönül ibriğinden
Sular aksın şimdi en derininden,
Saki’nin sır tuttuğu zembereğinden,
Deli dolu muhabbetle gürleşeceğiz.
Bir bayrak gibi açılıp yedi cihana,
Dalga dalga her yana yerleşeceğiz,
Dönsün içimizde yüce Mevlana,
Manevi yurdumuzla birleşeceğiz!

Nimetullah Sucu

Nimetullah Sucu
Kayıt Tarihi : 19.8.2011 12:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nimetullah Sucu