SADECE BU NOT KISMI VE EN SONDAKİ TEŞEKKÜR KISMI HER BÖLÜMDE AYNI
Lütfen yanlış anlaşılmasın para falan istemiyorum sadece paylaşmak ve bu akıl dahisini islam alemine tanıtmak istiyorum. siteye yükleyemediğim için (word kabul edilmiyor) arkadaşlarımdan mail adreslerini yazarlarsa 13 bölümden oluşan bu çok önemli eseri yollayacağımı söyledim.sağ olsunlar bana güvenenler bir bir istiyorlar Allah razı olsun bu garibi adam yerine koydukları için.Her şeyin en iyisini elbette Allah bilir.
Benim mailim
MATÜRİDİ
(Ebu Mansur el-Matüridi)
BİR AKIL DAHİSİ
Kitabü’t – tevhid
1050 yıl önce yükselen akıl
-Allahım! Ya bugün?
BEN ÇOK UTANDIM KİTABÜ-T TEVHİD ADLI ESERİNİ OKUYUNCA
Bir açıklama:24 eylül 2009 ‘ da Prof.Dr.Bekir Topaloğlu’nun KİTABÜ’T TEVHİD TERCÜMESİ adındaki kitabını satın aldım.Ama gördüm ki bu kitabı okumak ve anlamak için pek çok kaynağa ve sözlüğe gereksinim var.İşte ben bunları sağladım ve bu gün yani 2 ocak 2012 günü ancak bitirebildim.
Ne yaptım diye soracak olursanız şöyle yanıtlayabilirim.Kitabı herkesin okuyup anlayabileceği şekilde yeniden yazdım desem yalan olmaz.Çünkü eski haliyle bu kitabı anlamak oldukça derin bir kelam terimleri,felsefe terimleri,tasavvuf terimleri bilgisi gerektiriyordu.Ama şimdi okuyan bunları araştırmaya gerek duymadan dinin temellerine inebilecek.Elbette kusurlarım olmuştur.Allahtan af ve merhamet dilemekten başka ne yapabilirim ki.Her şeyin en iyisini ALLAH bilir.
İsmail uysal özden özgür-2 ocak 2012
ONUNCU BÖLÜM
HZ. İSA,KAZA VE KADER,KULLARIN EYLEMLERİ
…İçindekiler:
1-Hristiyanların İsa Mesih hakkındaki görüşleri ve eleştirisi.
2-Hz İsa hakkında
3-Kaza ve kader.
4-Kulların eylemleri (fiilleri) ve eylemin sahipleri (failleri) hakkında.
5-İslami grupların kulların eylemleri hakkındaki görüşleri
6-Mutezile’nin kulların eylemlerine bakışı ve eleştirisi.
HRİSTİYANLARIN İSA MESİH HAKKINDAKİ
GÖRÜŞLERİ VE ELEŞTİRİSİ
1-İsevi’lerden bir grup insan ruhu ikidir,biri insan ruhu gibi yaratılmıştır,öteki Allah’tan bir parçadır (Kadimdir) derler.Onlar baba, oğul, Ruh’ül Kudüs’ten başkası yoktur derler.
2-Başka bir grup:İsanın ruhu zaten Allah’tan olduğu için ayrıca kadim olan bir ruh yoktur derler.
3-Bir grup ise: Ruhu bir şeyin içinde başka bir şey olarak kabul eder
4-Bir başka grup ise beden ruhu değil, ruh bedeni içerir demiştir.
5-Bazı İseviler de İsa’ya Allah’tan bir parça ruh gelmiş o gelince bir
parça ruh gitmiştir der.
Şimdi bu konuda İbn Şebib’in görüşüne bir bakalım der ki: İseviler, İsa’yı soy olarak değil de evlat edinilmiş bir oğul gibi olarak kabul e-
derler.
Biz de sorarız o zaman:İsa’nın ruhu kendisinin bir parçası olarak kadim ise(Başlangıcı olmayan) ,ruh diğer parçalara bulaşmadan İsa na-
sıl oğul olabilmiştir? Yanıt olarak ruh bedenin küçük bir parçası derler-
se:Tabiattaki tüm küçük parçaların büyüklerin oğulları olduğunu kabul
etmek gerekir.Bu durumda isa’nın bedeninin diğer parçaları da oğul o-
lur ki bu da Allah’ın bir çok oğlu var anlamına gelir.
Bir de şu var:Oğul babadan küçük olur,o zaman nasıl oluyor da iki
si de kadim olabiliyor. Eğer İsa’nın tamamındaki ruh Allah’a aitse, o za-
man bedenin hangi parçası oğuldur. Bu düşünceye göre babayı kendisi
ne oğul yapmış oluruz. Bu çelişkidir.Bir kandilden bir mumu tutuşturur-
sak, kandilden bir şey eksilmez derlerse, Allah’ın ruhundan alınan bir
parça yaratılmış olacağından insan ruhunun kıdemi(Başlangıcının olma-
ması) hakkında söylenenler boşa çıkar.
Şöyle de diyebilirler:Allah İsa’ya olağanüstülükler vermiştir. O za-
man Musa’ya da olağanüstülükler vermiştir.Musa da Allah’ın oğludur deyin bakalım. Derlerse ki Musa dua ile bunlara kavuşmuştur,biz de deriz ki İsa yakalandığı gece “Allah’ım şu acı kadehi her hangi bi
rinden geri çevirmek iradende yer almışsa onu benden geri
çevir-matta 26/39 diye dua etmemiş midir. Onların duası insanlara öğretmek amacına yönelikti.
Denirse ki:İsa diğer peygamberlerden farklı olarak ölüyü diriltmiş-
tir.O zaman deriz ki:Hezekiel de ölüyü diriltmiştir.(eski ahid hezekiel
37-9/10) Yahudiler Musa’nın daha çok ölüye can verdiğini söylerler. Mu
sa peygamber cansız bir asayı diriltmiştir. İsa’nın az bir yemekle çok insanı doyurduğunu söylerlerse: Hz. Muhammed boş bir kapta un icat
etmiştir. Denirse ki İsa suyu şaraba çevirdi,Elyasa da suyu zeytinyağı-
na çevirmiştir.(Eski ahid ikinci krallar 4-1/7) İsa su üstünde yürüdü denirse Yuşa,İlya,Elyasa da yürüdü. Hatta İlya bir topluluğun gözü önünde göğe yükseldi. Çarmıha gerildiğini söylerlerse,bu onu şimdiye kadar sayılanlara bakınca küçültmek olur.İlya’ya yaklaşan inkarcıların üzerine Allah bir ateş göndererek onları yakmıştır.İsevilerin İsa pey-
gamberi hala ayrıcalıklı bir konuma yerleştirme çabaları yanlıştır.
Soralım: İsa cisimleri de yaratıyor muydu? Evet denirse,denir ki: İsa yaratılmış bir varlık mıdır? Yine evet denirse o zaman denir ki:İsa’nın bedeni ve ruhu bizim bedenimiz ve ruhumuz gibidir,bizim yapamadığımızı o nasıl yapmıştır?
“aslında insanın fiilleri de ruhu da Allah’a aittir.her şeyi yaptıran yalnız Allah’tır.”
2
HZ. İSA HAKKINDA
İsa cisimleri yarattı savı hakkında şunu soralım:Cisimlerin yaratılışı
nın kanıtını, akılla mı yoksa naklen mi düşünelim.Akılla düşünüldüğün-
de İsa yaratılmış olur ki Allah olamaz. Nakle dayanıyor denirse,kanıt sorulur. Nesneler denirse,nesnelerin yaratılmışlığının nakille,naklin doğruluğunun da nesnelerin yaratılmışlığıyla biliriz diye kısır bir döngü-ye girilir.İddia değerini yitirir.
İseviler Allah’ın İsa’ya sevgili oğlum demekle en büyük iltifatı yap-
tığını söylerler. Oysa ey babam demek daha büyük bir iltifat değil mi…
Çünkü oğul babaya saygı göstermeli.Bir de derler ki:Allah İsa’ya değer
verdiği için oğlum dedi. Bu mümkün değildir çünkü oğulluk aynı türler arasında geçerlidir. Yaratan ile yaratan arasında oğulluk düşünülemez.
Bize göre ise durum şöyledir:İsa’ya Allah’lık yada Rububiyet (Tanrı-
lık) nisbet edilemez. İsa yiyen, içen, tuvalete giden bir insandır.Maide
75. ayet bunu şöyle açıklar “Meryem oğlu Mesih sadece bir resulür.On-
dan önce de bir çok resul gelip geçmiştir.Anası da çok sadık bir kadın-
dır.Her ikisi de yemek yerlerdi.Bak onlara delilleri nasıl açıklıyoruz.Son-
ra bak nasıl haktan yüz çeviriyorlar.
İsa beşikteyken ve ve yetişkin olunca da konuştu.(Meryem 29. A’li İmran 46. ayet) İsa insanları Allah’a yönelmeye,tevhide,çağırmıştır.
İsa Allahtır diyenler kafir olmuştur.(Maide 72. ayet) Allah yaratılmışlık ve kulluk belirtilerinin hepsini, İsa’da da göstermiş,O da Allah’ın sela-
mı üzerine olsun, Allah’ın kulu ve peygamberi olduğunu söylemiştir.(Meryem 30. ayet)
İsa Allah’ın oğlu diyemeyiz.O zaman doğumu da gündeme gelir.Oy-sa Allah zürriyet,şehvet,yalnızlık korkusu gibi düşüncelerden arınmıştır.
Allah asla yarattıklarına benzemez.Allah bir oğulla yada başka şekilde
Bir eğlence edinmek isteseydi katında edinirdi.(Enbiya suresi 17. ayet)
Eğer İsa’yı evladı kabul edersek,babadan oğla egemenliğin geçmesi gerekir bu da ortağı olduğunu ortaya koyar.Allah’ın ortağı yoktur.Muci-
Ze göstermesinin oğulluk olgusu ile ilgisi yoktur.Allah pek çok kişiye üstün özellikler vermiştir.Ama onlar oğluyuz dememiştir.”SON OLARAK: İSA DA HER İŞİNDE ALLAH’A SIĞINMIŞTIR”
3
KAZA VE KADER
Hikmet ve sefeh (bilinçsizlik hali) hakkında.
Bir gruba göre Allah bir işi yapınca,bunun kendine yararı yada zararı olması düşünülemez. Allah’ın işinin (fiilinin) hikmetli olabilmesi için,işinin başkasına fayda sağlaması yada başkasına gelecek bir zararı yok etmesi gerekli demişlerdir.
Seneviyye ise Allah’ın işinin kendisine fayda sağladığını kabul etmiş
Nur ile zulmetin karışması sırasında hikmet Allah’ın işine bağlanmış ve
Bilinçsizlikten (sefehten) kurtulmaya neden olmuştur.Duyulur alemde
Bir şey yoktan var olamaz. Çünkü bir asıldan var olmuşlardır. Alemdeki
İşin vardan mı yoktan mı doğduğu belirsizdir.Allah’ta ise belirsizlik olmaz demişlerdir.
Mutezile’den bir grup kendilerinden diğer bir gruba şöyle karşılık vermiştir. Allah’ın her işinin bir nedeni vardır, nedensiz bir iş yapmaz.
Öyle ki, zararlı bir iş sonunda fayda yoksa bilinçsiz yapılmıştır (Allah’a bilinçsizlik yakıştırması) Bir grup Allah’ın işinden etkilenen kişi sızlansa bile gerçekte zarar görmez derken,başka bir grup,kişi zarar görür ama Allah’ın bu zararı telafi etmesi gerekir demiştir (ivaz) Örneğin duyulur alemdeki, iyileşmek için ilaç içmek yada bıçak altına yatmak gibi.
Biz deriz ki:Allah her şeyi bilen,her şeyi yapan yaratan gücü hakkında en ufak bir kuşku duyulamayacağını bilen biri,onu bilgisiz bilinçsiz gösteren, işinden fayda bekler beklemez,zararı telafi eder etmez gibi düşüncelere kapılmaz. Bunları yaratılan hakkında düşünebiliriz.Yaratılanın harekete gereksinimi vardır,onu gayret ve iş yapmaya yöneltir.Durmaya gereksinimi vardır,çünkü dinlenir,yorgunluk ve bıkkınlığı üstünden atar.Allah’ın ise bunlara gereksinimi yoktur.Böylece
Allah temel bir madde olmadan (yoktan) bir şey yaratamaz demek Allah’ın gücünü sınamaktır.Ayrıca insanın bilgisi,adalet
ve hikmet,zulüm ve bilinçsizlik konusunda nirengi noktasına
ulaşamayabilir.Öyle şeyler vardır ki; adaletsiz görünen bir iş aslında bambaşka,adaletli dediğimiz bir iş aslında bambaşka olabilir.
Mutezile’nin Allah’ı ise iradesi dışında olan işlere müdahele bile ede-
meyerek acizlik durumlarına düşebilir. Örneğin herkesi itaatkar duru-
ma sokmak istese yapamayabilir. Çünkü onlar başkasına yarar sağla-
mayan fiil hikmetten yoksundur diyerek,Allah’ı istediğini yapamayan
konuma sokmuşlardır.
Allah ilim sahibidir,kudretlidir,diridir,bunların aksi söylenebilir mi?
Duyulur alemdekiler her an hikmetsizlik yapabilir.Bilgisi bunu ya anlar
Yada yetersiz kalır.Ama kul Allah’ı hikmetinden sorgulayamaz.
Allah kendi yolunda gayret sarf edene,doğru yolu bulmada yardım edeceğini söylemiştir.(Ankebut suresi 69. ayet) Allah her şeye gücü yetendir.
4
KULLARIN FİİLLERİ(EYLEMLERİ) VE FAİL-LERİNİN(EYLEMİN SAHİPLERİNİN) BELİR-
LENMESİ HAKKINDA
Allah yaptığından sorumlu tutulamaz ama insanlar sorguya çekilir-
Ler (Enbiya suresi 23. ayet) Bu yüzden insanlar kötülükten sakınmaya yönelirler.Allah insanları mükellef (görevli) olarak yaratmış,kötüyü iyiyi
Güzeli,çirkini ayırma yeteneği vermiş ve iyiye eğilimi çoğaltmıştır. Allah
insanlar için her şeyi yarar ve zarar terazisine koymuş,insanların arzu
edilen ve sakınılan şeyleri algılaması istenmiştir.Allah bazen nefret edi-
len şeyleri akıla güzel olarak göstermiş, güzel olan şeyleri ise zor hale
getirerek nefisleri sınava sokmuştur.
İnsanlar sebeplerle derece kazanır.Bu iki yoldan olur.Biri bilgi ve gözlemle elde edilir.Nefret edilen şeylere gösterilen sabır ile derece ka-
zanılabilir.Bilgi edinmenin en seçkin yolu gözlemdir.İkinci yol ise nakil-
dir.Nakil duyuların kontrolü ile edinilen bilgidir.
Nakil yoluyla edinilen bilgi de iki türlüdür:
1-Muhkem bilgiler (Üzerinde tartışma olmayan bilgi)
2-Müteşabih bilgiler(Gizli bilgi-zamanı gelince muhkem olan bilgi)
Müteşabih bilgide içerik bilinmez, insana burada dur denilir. Bazen insan ikisini de inceler, araştırır. Kulun asli görevi ise ilahi emre itaattir
Her ne kadar tarikatlar muhkem ve müteşabih ayetlerde değişik görüşler belirtmişlerse de,Nisa suresinin 82. ayeti açıkça bize Kur’an’da çelişki yoktur nitelemesi ile seslenmektedir.Tarikatların çelişkileri bilgisizliklerinden kaynaklanır.Yani Kur’an’da çelişki olamayacağı sözü Allah sözü ise tarkitların cahilliği açıktır.Hatta bir
Anlaşmazlık durumunda yine Kur’an’a başvurulması istenmiştir (Nisa 59. ayet)
Muhkem bir ayette kuşku bildiren ya zır cahildir yada aklını her şeyin üstüne koyup nakli reddeden kimsedir.Yada zevklere düşkündür,
güvendiği birine özenmektedir,alışkanlıklarını terk edememektedir.
İnsanın yaradılış özelliği lezzetlere (Nefsani şeylere) kuvvetle bağlı-
dır. Acı ve yorgunluktan kaçar.Bu durum ancak eğitimle düzelir.Bu yüzden Allah yaradılıştan gelen özellikleri(fıtrat) değil aklı görevli kabul eder. Çünkü akıl kişiye içeriği gösterdi halde fıtrat gizli olabilir.Akıl sa-
yesinde bilinmeyen alemlerdeki şeyler duyulur alemin alanına girer.bir
olayı iki kişinin anlattığını düşünün,haksız olan öyle sözlerle ikna eder ki haklı konuma geçebilir. Ama bu onun haklı olduğunu göstermez. Akıl
,her türlü işin hangi konumda olduğunu ve bu konumda yapılacak dü-
zenlemeleri yapan ve bunun için başvurulan bir temeldir. Duyu bilgisi ise gizli ve kapalı konuların başvuru temelidir. Akla aykırı davranışlar ki
muhkemi müteşabih,müteşabihi muhkem göstermiştir. Allah bizi bun-dan korusun.
5
İSLAMİ GRUPLARIN KULLARIN İŞLERİ
HAKKINDA GÖRÜŞLERİ
İslam alimleri,kulların yaptıkları işlerin mecazi manada kendilerine ait Olduğunu,bu fiillerin gerçek anlamda ise Allah’a ait olduğunu söylüyorlar. Oysa Allah hepsinin hem emredeni (faili) hem de yaptırmaya gücü yetenidir (kadir) .En’am 102,Furkan 2,A’raf 54. ayetler bunu açıkça belirtirler.
Eğer mecazi anlamda dersek:Bu Allah ile benzeşmeyi doğurur. Rad
Suresinin 16. ayeti ise bunu reddeder “yoksa onun yaratması gibi
yaratan ortaklar buldular da,yaratma eylemi birbirine ben-
zer mi göründü”
Eğer kula icat etme ve yoktan var etme eylemini verirsek,yarattı demek gerekir ki bu yaratan yani ALLAH manasına gelir.
Fiiller Allah tarafından yaratılmıştır.Ama insanlar çalışıp kazanmak
(kesb) ve fiili işletmekle yükümlüdürler.Bu sorumluluk, emir ve yasak olarak verilmiştir,Eğer bunu yerine getiren olmasaydı,(eğer
fiili işleyen ve bundan kazanan olmasaydı) emir ve yasak niye olsun-
du ki…
İsa’nın işlediği fiillerin,Allah’ın üstüne atılması çirkin bir düşüncedir.
çünkü Allah itaat edene ödül,isyan edene ceza vaad etmiştir. Eğer bun
lar Allah’ın fiilleri dersek,muhatabı da Allah olur.Ödül ve ceza kula ait dersek emir ve yasaklar da kula ait olur. Zaten birinin kendisine emret
mesi,itaatkar ve asi olması tutarsızdır.Allah kulları için:itaatkar,asi,za-
lim v.b demiştir.Bunlar Allah’a ait dendiğinde Rab da kul da aynı olur. O zaman akıl dışı bir durum ortaya çıkar.
Yani herkes kendisini özgür,işin sahibi,kazanan olarak hisseder. Bun
ları yok saymak,duyularla elde edilen bilgileri yok saymak olurdu ki o zaman ortada hiçbir şey kalmazdı.
Cebriyye düşüncesinde tüm işler Allah’a yüklenir. Her sözü,her fiili
(İşi) buna dahildir. O zaman söz de Allah’ınsa oturup da Cebriye il tartışmak da gereksizdir. Her şeyi reddettikleri için sözleri yoktu ki tartışılsın.
Alimlerin bir kısmı insanların yaptıkları işlerin kullara ait olduğunu,in-
sanların başlarına gelenden Allah’ı sorumlu tutamayacaklarını ayetler-
den ve bizim yazdıklarımızdan yola çıkarak açıklamışlardır.
Bu fiiller yaratma anlamında elbette Allah’a aittir.İkincisi iyilik em-
retmesi kötülükten sakındırması göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü
Bazı fiiller kendine ait olmasa bile sebep olanınmış gibi gösterilebilir. Örneğin tövbe suresi 124-125. ayetler Kur’an’ın müminlerin imanlarını artırırken,kafirlerin manevi kirliliğini artırdığını söyler. Bu durumda arttıran Kur’an imiş gibi görünür.Oysa burada imanı artıran da eksilten de insandır.
Nuh suresi 5-6. ayetlerde “ben imana davet ettim,davetim
onların kaçışını artırdı demesi gibi. Mü’minun suresi 109-110. ayetlerde kullardan iman eden bir grubun Allah’ı unutturması elbette imanlı kulları muhatap almaz, unutan kafirleri muhatap alır.Ama bazen asıl failin yerine nedenlere sahip olan,fail gibi gösterilebilir.
Bazen da hal ve durumlar fail gibi gösterilir.Örneğin:Dünyaya ve onun süsüne kanmayın,dendiğinde kandıran dünyaymış gibidir. Oysa
Dünyanın böyle bir gücü yok. Muhatap yine insanın kendisidir.
Kulların yaptıkları işler konusunda en doğru görüş bu işlerin sahibi
Hem insandır hem Allah’tır.Çünkü Allah her şeyin yaratıcısı ve her şe-
Ye gücü yetendir. Böyle olmalı ki Allah’ın hak ile batılı ayıran doğruluk sıfatı (Adl) belirginleşsin,Allah bununla övülsün.Fussilet suresi 46. ayette “Senin Rabbin kullara asla zulmedici değildir.”Nisa suresi 83. ayette “Allah’ın size lütuf ve rahmeti olmasaydı,pek azınız dışında şeytana uyup giderdiniz.” Diyerek bize ders verir.
İnsanın aklı bazı şeylere erer ama bazı şeylere de ermez.(Örneğin
Bu neden böyle oldu deriz) Bir şeyi yoktan var etme,tüm detaylarıyla
Planlama,oluşacak işlerin çevresini,mekanını biçimlendirip gerçekleştirme. Bu insan aklının ulaşamadığı şeydir. İkincisi emredilen
Ve yasaklanan şeyler konusunda insan harekete geçer yada geçmez.
Buna aklı erer.
İnsan gücünü aşan konumlarla ilgili olarak,karşı olanlar bile:”evet
Bir yaratıcı vardır ve iletişim için de peygamber vardır” demekte
dirler.
Allah’ın fiili ile kulların fiilleri asla banzemez. Bu konuda benzerlik kurmak çok yanlıştır.Çünkü Allah Şura suresi 11. ayette “Hiçbir şey
Onun benzeri değildir”diyerek bu yolu kökten tıkamıştır.
İnsan bir fiil işler, onu güzelleştirir,süsler,ve şu sonucun olması yargısına varır. Ama gel gör ki tam tersi olabilir.O zaman
1-İnsanın fiili sadece kendisine ait olsaydı,sonucu düşündüğü gibi çıkardı.
2-İnsanın planı vardır,Allah’ın da planı vardır.İnsanın planı Allah’ın pla-
nını kapsayamaz.
İnsanlarının eylemlerinin kendilerine eziyet,yorgunluk ve elem ver-
diğini gözlemleriz. İnsanın eziyet veren yoksa eziyet çekmesi,yorgun-
luk veren olmadan yorgun olması,elem veren olmadan acı duyması olanaksızdır.Bunlar yaratıcının etkisiyle oluşmaktadır.
Allah yarattıklarının tüm eylemlerini gücü altında tutmaktadır.Eğer
gücü altında tutamamış olsa güçsüz bir tanrı olurdu ki Allah bundan a-
rındırılmıştır.
Her şey ya hareket halindedir ya durur.Ya ayrışır yada birleşir.Hiçbir
şey bunun dışına çıkamaz.İşte Allah’ın gücü altında olmanın bir kanıtı.
Şu da var ki kulun gücü sınırlıdır.Yani kulun Allah’a eş değer yada fazla olacak bir gücü yoktur.Bir kulun başka alemleri yaratacağım demesine bel bağlanır mı?
Allah tüm nesne ve olayların zaten sahibidir.Bunları yaratmayı ve
Yönetmeyi sonradan eğitimle falan kazanmış da değildir.Bu yaratma ve
Yönetme Allah’ın işi değildir dediğimizde,Allah’a noksanlık nispet etmiş oluruz ki Allah bunlardan arındırılmıştır.
Bir cahil başkasını alim yapamaz. Çünkü yetkin değildir.Yaratma işi de sadece Allah’a aittir. Mutezile’ye göre ise bu alem arazlarla beraber insanlara aittir.Allah’la ilgisi yoktur. Her eylemin yaratıcısı ve sahibi insandır. Bu görüşe göre iki yaratıcı olur.Biri Allah öteki insan. Bu açıkça tevhit ilkesine aykırıdır.
Sonuç olarak:Kullara ait tüm eylemlerin,Yüce Rab’bimizin di-
lediği kimseyi görevlendirerek, istediği plan ve içerikle insan-
lara verildiği apaçıktır.
Allah’ın varlığı duyularla anlaşılamaz,ancak kıyas yoluyla anlaşılır.Ya
ni duyulur aleme bakılarak anlaşılır. Alemdeki tüm oluşumlar kulların eylemlerinde vardır. Hiçbir şeyin yaratılış gerçeğine onun özgün
niteliğiyle ulaşılamaz. Bu da kulların eylemlerinin kendilerini aşan bir güç sayesinde oluştuğunu gösterir.
Allah yapmadığı bir işle övünenleri yermiştir.Kullarına ise iman sahi
bi oldukları için şükretmelerini, onlara iman nasip ettiği için hamd etme
lerini farz kılmıştır.Şimdi desek ki imanı ve manevi nimetleri Allah ya-
ratmadı, o zaman Allah’ı bir iş yapmadan teşekkür bekleyenlerin konu
muna sokmuş oluruz.
Mutezile alimleri yoktan var etmeyi ve kesbi (çalışıp kazanmayı) in-
Sana,hayır işlerini Allah’a diyerek:Kula hem yoktan var etme hem ka-
Zanma işlevi olan daha zengin bir alan verirken,Allah’a sadece hayır alanı bırakılmıştır.Üstelik tanrının ikinci bir alana girmesi de kullarca engellenmektedir.Bu tutasızlıklardan sonra gerçek şudur:Her eylemin
Yaratıcısı sadece Allah’tır.
Seneviler ve Mecusiler Evrenin yaratılışını iki tanrıya yüklerler, bu-
Nun dışında Allah’ın tüm emirlerinin ve işlerinin yerli yerinde olduğuna,
Alim ve kadir olandan olduğuna tevhit ehli gibi inanırlar.
Oysa Mutezile görüşünde eylemlerin yaratılışı kullara verilerek sa-
Yısız tanrı olmasına meydan verilmiştir. Mutezile alimleri Mecusilerden daha çok yerilmeye hak kazanmışlardır.
6
KULLARIN EYLEMLERİ, MUTEZİLE GÖRÜŞÜ
VE ELEŞTİRİSİ
Mutezile düşüncesine göre Allah insanlara eylemlerinin bir kısmını
Emretmiş,bir kısmını da yasaklamıştır.Eğer tüm fiiller Allah’a aitse zaman Allah kendisine iyilikleri emretmiş kötülükleri yasaklamış olur.
Mutezileye göre kullara ait eylemlerin yaratıcısı Allah değildir.
Biz deriz ki:Ey Mutezile,iman ve benzeri şeyleri Allah kula emret-
miş, kötülükleri de nehyetmiş (Yasaklamış) cümlesini kabul ediyor musun? Evet derse,bunların kendi düşüncene göre insanın eylemi ol-
duğunu söylüyorsun.O zaman insan da yaratıcı (Halik) olur.Oysa Halik
sadece Allah’tır.Hayır derse, deriz ki:Fiilin emredilmesi ve yasaklan-
ması onun yaratılmasının emredilmesini veya yasaklanmasını gerektir-
mez.Yaratma emir ve nehiyle olmaz.O zaten Allah’tandır.
Aslında hiçbir şeyi tam kötü yada tam iyi diye adlandırmak olası de-
ğldir. Bunlar izafi kavramlardır. (büyük-küçük,günah-sevap,güzel-çir-
kin v.b şeyler)
Fail yani asıl eylem sahibi Allah’tır. Kulların eylemleri ise Allah’ın eyleminin etkilerinin belirmesidir (Mef’ul) .Zaten Allah’ın eylemi ile kulun eylemi kıyaslanabilir mi? Allah bundan münezzehtir (Arındı-
rılmıştır.)
Hiç kimse bir diğerinin eylemini yaratamaz. Herkes kendi mekan ve yapısal konumu içinde eylem yapar.
Mutezile’ye göre Allah kulları yaratmış ama sonrasına karışmamış-
tır. Oysa kulların eylemlerinin içerik ve anlamı bu değildir. Kullarda olu-
şan öyle şeyler var ki:Bu Allah’tan dememek olası değildir.Yani kullar bu tür olayların haliki olamaz.
Yine Mutezile’ye göre,cevherler kadimdir,yani ezelden beri vardı,yani yaratılmadılar. Mutezile,eylemi:yapana fayda sağlamazsa yada zarar vermesine engel olamazsa bu eylem hikmetten uzaktır yani bu eylem Allah’ın işi değildir yaratması değildir diyor. Böylece mutezile dehrilerin ve senevilerin görüşlerine paralel bir görüş
belirtmiş oluyor.
Fiillerin(eylemlerin) yaratılmışlığı konusunda hiçbir müslümanın kuşkusu yoktur.O bilir ki yaratan Allah’tır.Allah her şeyin Rab’bidir.
Cebir ve zorlama yoktur. İnsanlar eylemlerinde özgür bırakılmış-
lardır.
ONUNCU BÖLÜMÜN SONU
İsmail uysal özden özgür
ONLARI HER DOSYADA ANMAK VEFA BORCUM
Not: Sevgili dostlar baş sayfalarda açıkladığım gibi 2 yılı aşkın zamandır bu kitabı yan kaynak kullanmadan okunabilir yapmaya gayret ettim. Bir de bunu asıl kaynağından çeviren BEKİR TOPALOĞLU’ nun çektiği çileyi düşünün. Bir de kitabın 1050 yıl önceki asıl yazarı MATÜRİDİ’nin çilesini düşünün. Bekir beye sağlık esenlik diğer bilge kişilere rahmet dilemekten başka ne yapabilirim ki.
İsmail uysal özden özgür
Kayıt Tarihi : 13.3.2012 08:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Uysal Özden Özgür](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/03/13/maturidi-onuncu-bolum.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)