Verdiler topu tüfeği zalimin eline,
Yumdular gözlerini; yumurcağa değen kurşun izine,
Yüklediler meyleri mazlumun eğik beline,
Dolduran saki, içen ayyaş; cahil dediler âlime.
Şehrin güzelliği yükseklerden türküdür kulağına,
Serzeniş kopar gizliden, el koydular balıkçının ağına,
Helal geçinenin düşmanı oldular; batırdılar hançeri bağrına,
Ey İhtiyar Kadın! Çakallar mı girdi elinle işlediğin bağına.
Sessiz kalmak çare miydi; bunca cehalet sofrasına oturan sefile,
Durma Ey Şemşirger! Atalarımdan kalan Seyfeddinleri bile,
Er geç yıkılacak başlarına; yaptıkları görkemli hile,
Sen rahat uyu dedem; bilirsin, dayanamam, sen gelirsen dile.
Hücre olarak görsen dünyayı, dilbere meftun,
Senin dünyan aşk-ı lalezardır; çölde isen mecnun,
Dünya yıkılsa umrun değil; gözlerindeki aşktan malum,
Gözünden akacağına kıyasla damardan akanı savun.
Devr-i ücra olmuş alem, aşk adamı olmak keskin viraj,
Hüsran kokan caddeler işler damarlarına, aşkın bitap,
Yapılan çirkeflikler ince bir gerdanla olur kamuflaj,
Ezeli misin Kaşmer! İn o tepeden, Rab’be yapılır en güzel hitap.
Kayıt Tarihi : 3.8.2016 01:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!