'Nuray Kalkan Hanımefendi’nin aziz hatırasına...'
Rüzgârda salâlar duyulur, sonbahar ağlar.
Beyhûde bir akşamdır, eser şehre bu mâtem...
Eylül bizi hep böyle fecî bir yere bağlar;
Tenhâ geceler, boş bir ufuk, kupkuru âlem...
Kabristana mesken denecek, toprağa mescit!
Azrâil'e baş kaldıracak boynum eğildi...
'Neylersin ölüm herkese mâlum' diye Câhit,
Söylerdi, duyardık da... bu iş böyle değildi.
Bir içli salâ, bir gemi, bir köhne minâre.
Mâtemleri dünyâyı boğan yaşlı kadınlar.
Hicranlı yüreklerde ağıtlar çepeçevre...
İstanbul'u yas tuttu, semâlarda düğün var.
Allâhım onun şimdi son arzûsu bu akşam;
Bizlerle melekler de sarıp sarmalasınlar...
mef'ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün
Recep YıldızKayıt Tarihi : 1.12.2006 10:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nuray Kalkan Hanımefendi'nin vefâtı ve bunun rûhumdaki derin teessürü ile, 2002 senesi Ekim ayının 23. gününde kaleme alınmıştır... 7. mısradaki atıf, Cahit Sıtkı Tarancı'nın şu mısralarınadır: 'Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanmadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misâli o musalla taşında…'
![Recep Yıldız](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/01/matem-15.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)