Matara ve kalem taşıyorum hayatım
Bir ömürlük, bir ölümlük yollarda
Defterimde sislenen bahar göğünü siliyorum
Kurum bağlar diye korkuyorum içimizde sis
Günlerdir yola bakıyorum
Kimsesiz dağların sahibi bazen
Eski zaman mezarıyım kimi yerde
Şenlikle ve korkuyla lokma götürülen
Gecenin elediği kuma bakıyorum
Köklü taş çiçeklerine kenar kasabaların
Yol akrabalarımla ekmeği bölüyorum –Her öğün adını
Bir işmar bir süzülüş
Ekmek çocuk, su saydam. Esmer
Üzümler kızmemesi, çatalkara
Matara ve kalem taşıyorum hayatım
Bütün bir evren için gözlerin
Gönlü kasaba köylülerle konuşuyorum
Düşlerine benziyor yüzleri
Eskimiş taşların çevrelediği bahçelerde
Renkli televizyon sohbetleri. Siyah beyaz
O kadar siyaset ve ihanet
Konuşan suskunluk. O kadar
Düğünlerini, nakışlarını sorma
Sormazdın bilirim sen de
Zor bulunup zorla yitirileni
Duysaydın rüzgarın çevirdiği serzenişleri
Matara ve kalem taşıyorum
Ellerin için. –Güpegündüz düş gören
Sakçagöz'den asker oğluna giden
Nur Dağı'nca kıraç şu kadın için
Acar bir militan sosyalizmi söyler bu insanlara
–Bilip de unutmuşlar o düşsel dünyayı–
Trenlerin tarihini söylüyorum ben
Öykümüzü... Çaresiz, güzel
Matara ve kalem taşıyorum
Toprak kayıyor ayaklarımın altından
Tersine gidiyor bulduğum sırlar
Yabanıl duvarlar, ağaçlar, yaşmaklı sessizlikler
Tüneller, tüneller, kentler içinde
Geriye dönmeyecek tek tanığım bu yol işte
Matara ve kalem hayatım
Kentlerinden utanmasın diye tarih
Yalnız erkekler oturuyor bazı kompartımanlarda
Kadınlar ayrı yerde
Daima bir fotoğrafçının önünde kadınlar
–Hani hem utanan, hem görülmek isteyen–
Zuladan içiyor adamlar
Küçük tüccar, köylü, seyyar kumarbaz
Sırlarını, anılarını değiş tokuş ediyorlar
Fiyakalı biri inince, onun duruşunu giyiniyor
Kalanlardan biri
Bilsinler istiyorum, nasıl kırılır
Sımsıkı tutulmazsa bir söz
Sıkılırsa nasıl solar goncası günü gelmeden
«Şimdi anladım” diyor biri
“Şimdi anladım, sen neden yollardasın»
Kayıt Tarihi : 24.10.2004 10:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.