sen gidince çok yanlız kaldım.
başımı öne eğdim,
parça parçaciğerimi yedim.
ite çakala yedirdim.
ama derdimi kimseye,
kimselere diyemedim.
seni soran masal kuşlarıma dönecek dedim.
unutmayacak dedim,
parasız akşamlarda bölüştüğümüz efkarları,
dinlediğimiz hüzzam şarkıları,
paylaşılan umudu ve bölüşülen acıları.
unutmayacak...
camların buğusundaki sözler yitirilmeden,
amansız yaralarımıza bastığımız küller,
al kanlara yenilmeden,
dönecek dedim, dönecek,
gazetelere kayıp ilanları verilmeden.
anka kuşlarıma dönecek dedim.
kırılgan ümitlerimin doluştuğu,
çırılçıplak odamda seni bekledim.
hasret sardı içimi,
keder sardı içimi,
haykırdım yokluğuna,
doluduman bir sigara içimi.
sonra kızdım kendime,
sana sitem etmeye hakkım yoktu biliyordum.
ne seni nede kaderi,
bu suçun ortağı ilan edemiyordum.
çıplak duvarlara kanlı yumruklar atıyor;
ettiğimden utanıyordum.
beni affedesin diye,
semaya elaçıp yalvarıyordum.
dönmen için küçükte olsa bir ümit duyuyor;
işte ona sığınıyordum.
dönmeni diliyordum.
masal kuşalarımla beraber,
her saniye seni bekliyordum.
ama onlarda en az benim kadar,
anlamışlardı artık dönmeyeceğini.
ve artık beni teselli etmeye teşebbüs etmiyorlardı.
karetmezdi ince sızıma teselli biliyorlardı.
yokluğunda,
haftanın yedinci gününü aşırıyordum anka kuşlarımdan.
tükenmiş umutlarımı,
artık saklayamıyordum çakmak cebimde.
odamın her kenarına,
savuruyordu tükenen ümitleri penceremin rüzgarı.
artık inandıramıyordum anka kuşlarıma,
bu masum yalanları.
gazeteler faili meçhul bir cinayeti baş sayfadan verirken;
ben biçare kuşlarımdan gizliyordum tüm olanları...
Kayıt Tarihi : 15.5.2006 18:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!