Maşuğa Yakışmaz Ağlamak

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Maşuğa Yakışmaz Ağlamak

Maşuğa Yakışmaz Ağlamak

Arzuların yanardağıyım ben. Lavlarımı özleyen güzellerin gönül bağrına akıyorum.
-Beni de Yusuf’lardan sayma.Ben Yusuf değilim. Ben Yusufluğu çoktan geçtim.
-Ben, ben’i geçemedim.Benden olan senden geçemedim.Hallac-Mansurun mensur haliyim. Enellerim var ruhuna akan. Ben Hallac-Mansurun seni yeniden yaşamaya
Mezkur anlatılmazım.
Ben’e geçtim, sen neye yarar ki…

* * * * * * *
Yanan aşkların külüyüm, güllerin yetişir küllerinden.Umuluşun kervanındayım, sol yanımda senden kalma taş bağırlar. Bir taş da sen at. Senin de şeytanın benim cançiçeğim.
-Ki şeytan taşlanmakla ölmez.Ki beni senin kutsin de değilim.
-Bağırsam, rahmet akan damlalarının pınarı akar mı yarama.
-Kimseye evet diyemedim,kimsenin hayırında hayırlı işler yapamadım.
Sen vardın ta içimde.
Önce ruhun şifrelendi ömrüme, önceleri öndeş eden benden öncelerin aktı .
-Sonra seni görünce, görülmeyen görgü olup kalmışım.
-Kat kat büyüdün benden.Kat kat giydim, hüzünleri sensiz gecelerde.
Şirin oldun,kavuşulmaz dağların dağlanışında.Kafların üstüne kar yağdı.
-Sensizliğin çığı aktı, kaldım beyaz düşlerinin altında.

* * * * * * *
-Ufkum rahmetinle sel oldu el güzellerinin alın yazılarında.Gözbebeklerin anlatamadığı bakışların ikliminde sen oldu aşk. Üşümek maşuğa yakışmaz.
Damlana dün oldum. Gün gün sızdı yarama.Kanattın beni yar…
Tesellim, hasretinin ummanında berrak olup kirlenmişliğimi paklıyor.
-Sana müştak kaldığım can kalışlarının can sahiline vuruyor Yunus’un kızı olarak yaşadıkların.
Yunus kızıydın.İçinde İç Anadolu’dan kalma tarhana sevgiler.Benim de çorbama aşk oldun yar.

* * * * * * *
-Şimdi yılmaz kodunla hangi yalnızlığın el divanısın… Hisarlarına hangi köy eklenmiştir.
-Taife sefere gönderme beni.Çölüm ile ölüm arasında değil benim sevi işim.
Mısır’a sultan olan Firavun’lar bir bir yok olurken, aşkında yok oluşumu hor görme.
-Nefesimin zindanlarında beni astı istemeyişler. Beklentisizliğin sarmalında beni sarsın
Sözlerin. Aşka adım atsın bebek yüzün.Yanımda olmana söz olsun gözlerinin yazdıkları.
-Şah damarımda yazılan kaderin kadar yakın olmak.Kaderi,kader kader büyüten sana keder olmak.Budur işte hayatın muamması.

* * * * * * *
Sana tutsaklığımın resim sergisine gelen güller kızıla kanadı.Kan revan içinde imzasız kalışlar gördüler.Sana alıp da bir kitabının arasında kalan bir gülün yaprağında gidişinin
Önsözü yazılıydı.
-Gafletin azizliği yoktur. Günahın ahı yoktur. İçinde barındırır.Affetmenin affı vardır.
Keza, affetmek gönül erenlerin özünden akar. Sen aşkın arka kapağısın demek.
Özetin süslü, vurgulayıcı,içten, baştan ve aşktan alıcı. Bir kapakla aşk baharı bitmez.
-Perişan düşün demlerinde beni düşürmez sözsüz yaşayışlara.
Sen aşksın affını ferman say yarama.
Tutkunun tütsülerinde gecemi kapattılar ay yüzünle.Bir yüzün bende onu biliyorum,bir yüzün sende; ama sen de bilemiyorsun.
-Çaresizlik pınarı akıyor sensizlikte. Bilinenleri kirletiyorsun. Oysa bilinmeyenlerin tutku yasalarına her şeyin mühür mühür.
-Sonsuza ağlayan umutların salındayım,okyanus küçülüyor damlalarına. Çok ağlamışsın diyor aşk ve su.

Bu yüzden varlığım sana kadim.Bu yüzden yüzüm sana çekilme stüdyosunda.
Biraz gülümse ki fotojenik çıkşın sende kalışım.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 24.2.2011 21:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan