Hangi taşı kaldırsan
O var altında
Ne harem ne haremlik
Her gün cemiyetin ortasında
Boy pos endam yerinde
Makas almış birde eline
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.
Devamını Oku
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.
Ortaçağ dediğimiz ta bin yıl öncesi,
İlk çağlarda açık değil miydi nicesi,
Herkesin kendi zevki, kendi düşüncesi,
Özgürlüğe karışmak, insanlığın necesi,
Nasıl bilirsin ki insanın niyetini,
Okuyamadın mı Allahın ayetini,
İnananın inancına sakın karışma,
Değiştirmez versen de bütün servetini,
İnanmayanın da vardır elbet inancı,
İnanmamayı dayatmaktır asıl acı,
İnsan olmaktır, insanlara saygı duymak,
Örtüye karışırsan, olurum davacı.
Necati bey bir de şiirinize nazire yazayım bari, farklı bir ses olsun.Selam ve Saygılarımla
Başarılarınızın devamını diliyorum
hocam yaa ben alımıyım üzerime olurmu sonuçta bizde böyle yetiştirildik kapalıyım
İsim belirtilmeksizin bir kişiye yönelik eleştirel bir şiir olarak kaleme alınmışsa, pek tabi ki o kişiyi bilen bir Allah tanıyan da ise siz olduğunuz için karakteristik yorum yapmak doğru olmayacaktır.
Ancak; genel olarak kadının örtünmesini ve/veya örtünme şeklini eleştirmek amacıyla yazılmışsa, zaten oldukça geniş platformlarda her zaman tartışılagelmiş bir tema işlenmiş demektir. Bu bağlamda düşüncem; açılma özgürlüğü kadar kapanma özgürlüğünün de kısıtlanmaması gerektiğidir.
Neden baştan sona sınırsızca açılmak isteyen kimseyi rashatsız etmeyip aksine memnun etmekte de, kendince inandığı şekilde kapanmak isteyenin hemen karşısında durulmaktadır acaba? Göz zevkine hitap edilmeyişinden olabilir mi? Bu halde, örtünme şekillerini yargılamak aslında egoistçe değil midir? Herkesçe bilinen bir sözü tekrar hatırlatmak isterim: Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi, başkasına yapma! Hatırladık değil mi? Hangimiz özgürlüğümüz kıstlandığı anda başkaldırmayız ki? O halde başkalarının da özgürlüklerinin kısıtlanmasını istemyeceklerini ne diye hep göz ardı ederiz???
Biri ya da birileri örtünmüş ya da örtünmemiş, neden bu kadar özel bir biçimde ilgilendirir bizi, merak etmişimdir hep. Neden önce kendi yaşam tarzımıza bakıp kimiz, ne yapmaktayız, niçin yaşıyoruz, kendimizle uyumlu bir yaşamımız var mı diye sorgulamayız? Eminim ki hepimiz eksikleri ve hataları vardır. Ve çoğu zaman düşündüğümüz gibi yaşayamaz veya yaşadığımız gibi düşünemeyiz. Kanaatimce, önemli olan kendimizle çelişmemektir ve hiç bir suretle belirli bir grubun, kesimin ya da ideolojinin bekçiliğine ve/veya temsilciliğine soyunmamamızdır. Ki; böylesi bir misyonu üstlenmek de kolay değildir. Hangi ideolji ya da düşünce olursa olsun, genelde temsilciliğini veya misyonerliğini üstlenmiş kişilerin yanlış tutum ve davranışları nedeniyle antipati duyulmaya başlanmıştır. Örneğin, en batıl dinler dahi aslında iyiliği, hoş görüyü ve insani değerleri ön plana çıkarmışken, Hakk dinlerin bazı temsilceleri pek de hoşgörülü olamamış ve hatta din dışı ve hatta kendi normlarıyla yaşamışlardır. Kısacası, öncelikle öz ve söz ile bir olmak gerekir.
Şiirde en çok dikkatimi çeken dize, 'başında türban, altında bone' dizesi oldu. Türban altına bone takılamayacağına daire herhangi bir kural anımsayamadım. Türban çağdışı, bone çağdaş bir aksesuar olarak görüldüğünden olsa ki, bu dize yazılmış. Türban kaç çeşittir tam olarak bilmiyorum ama İslamiyette türbanın yeri olsun ya da olmasın, çağdaş bir aksesuar olsun veya olmasın, türban ya da başka bir örtü giyilmiş olsun farketmez bence. Netice amacı örtünmek olan bir şekilde örtünecek ve kendisine karışılmasını istemeyecektir.
Bone ise zaten bir örtünme aksesuarı olamaz. Sadece saçın öne sarkmasını engellemek için ve bazan da süs amaçlı giyilmektedir. (Ki uzun saçlı erkekler dahi giymektedirler.) Bu açıdan buradaki eleştiriyi yersiz buldum. Ancak; başka bir amaçla yazılmış da ben anlayamamışsam, pek tabi ki özür.
Evet, Sayın Kavlak! Belki de şiirden daha uzun bir yazı oldu. Ama şiir de aslında çok şeyi anlatmakta. Belki düşüncenize ters düştüm ama neticede sizin de paylaşımınızda belirttiğiniz gibi illaki bire bir aynı şeyleri düşünmek zaten mümkün olmayabilir. Ben de nacizane fikrimi beyan etmek istedim. Bu şiirde birlikte olmadık belki ama bir çok şiirinizi zevkle okumuşluğum var elbette ki. Eksik ya da hatalı cümle kurmuş ve bu nedenle bazı yerlerde istediğim mesajı verememişsem ve en önemlisi kalbinizi kıracak bir biçimde kaleme almışsam şimdiden özür diler, nice güzel şiirlerinize konuk olmak ümidiyle her daim esenlik ve keyif dilerim.
NOT: Son kez belirtmeliyim ki; yazımın en başında belirttiğim üzere, tanıdığınız birine yönelik bir eleştirel şiir olarak kaleme almışsanız diyeceğim bir söz olamaz.Kaleminiz daim olsun.
Hangi taşı kaldırsan
O var altında
Ne harem ne haremlik
Her gün cemiyetin ortasında
Boy pos endam yerinde
Makas almış birde eline
Kurdele kesiyor
Kadın erkek âlemin içinde
Kitap diyor iman diyor
İnançtan dem vuruyor
Sözüm ona örtünüyor
Örtünmüyor bürünüyor
Merhaba ,dost yüreğinize sağlık ,beğeniyle okudum bu değerli eseri,kutluyorum sizi,ama bırakın insanlar istediği gibi giyinsinler,kimi mayolu,kimi çarşaflı,ama kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadan..Kime ne yakışırsa onu giysin...Ben o de kiyafetleri sevmem ,yenilikçi olmak gerek,yalnız kiyafetleri modern ,beyinleri boş niceleri var hocam...
Başarılar
Saygılarımla
Mehmet Çobanoğlu
Ahhh ahhh daha neler denebilir, amaaa..Kutlarım..
Büyük usta büyük yazar
şiir hoşuma gitti kutlarım
Sonunakadar okudum tşkler
yüreğine saglık
güçlü kalemin susmasın
Gülüşü ısmarlama bakışı kiralık
Din makam ve mevki için ihalede
Giyim kuşam her şey dünyalık
Bu millet bunu hak etmiyor yazık
yüreğine sağlık dolu dolu tam puan muhabbetle
:))..hak edilen malül emekler olsaydı keşke
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta