Hatırlamıyorum şimdi,
hangi kutlamanın , soluk çiçeklerle
süslü çelenginden aşırmıştın,
ama
iki karanfil taşımıştın bana
sarı biri,
biri kırmızı...
sapları koparılmış ve
iple tutturulmuştu
bir sazlık kamışına..
kokusu da uçmuştu,
yine de yakışmıştı avuçlarıma...
Genzimi yakan bir sızı hala...
Sevgiyle bakan gözlerinin
ardında,
birşeyleri saklama çabası duruyordu..
Hiç dillendirmedim oysa,
eğer dönüştürseydim söze,
büyüttüğüm kendi acım olurdu,
senin mahçup utancın değil..
Bir Cuma günü,
elime tutuşturduğun
o iki karanfil
bir defterin yaprakları arasında
yalnız ve sefil
kurumakta şimdi..
3 yıl oldu atamıyorum..
Hatırlamıyorum,
belki de bir cenazenin
capcanlı çiçeklerle
süslü çelenginden aşırdın,
Ama çok iyi biliyorum,
Cumartesi o kadınla beni aldattın!
Hiç cümlelemedim oysa,
dillendirseydim,
onurumu daha çok kanatmış olurdum,
senin mahçup utancını değil..
O gün elime tutuşturduğun
iki karanfil..
Bir defterin yaprakları arasında,
kanamakta...
bana ihanetini hatırlatmakta, hala!
b.düzü, 18 Kasım 2003
Nurcan Işık
Kayıt Tarihi : 3.3.2010 17:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!