*Maske* Şiiri - Süreyya Aktaş

Süreyya Aktaş
157

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

*Maske*

Gece,
Yolculuğa çıktım. Bavuluma terliklerimi, çoraplarımı ve kırmızı elbisemi ve siyah ayakkabılarımı da yerleştirdim. Sonra bindiğim taksiye beni havaalanına götürmesini istedim. Şoför aynadan dikizliyordu beni. Rahatsız oldum. Gözlerinin üzerine maske takmıştı. Maskeli baloya gidiyormuş gibi giyinmişti. Bende rahatsızlık duyduğum maskeli adamdan kaçarcasına yan camdan dışarıyı izliyordum. Gidiyordum.Ve gece sokak lambalarının ışıltısı altında mehtaplı bir günün akşamı yolculuk kararı vermiştim. Ağaçlar bir insan siluetinde sırıtıyorlardı bana...

Maskeli adam bana dönerek:

- “Yolculuğunuz ne tarafa hanımefendi.” Dedi.
- “Henüz karar vermedim.” Dedim.

Gidiyordum. Ve gece... Sokak lambalarının altında maskeli adamı bir kedi siluetinde gördüm. Sahte, kötü ve acımasızdı. Menfaatcı ve yalancıydı. Devamlı kötü olaylar ve ölü insanları haber veriyordu. Kararsızlık içerisinde ikilem yaşayan kendini kaybeden insanlar gibiydi. İnsanların arkasından konuşup, onlara imrenerek menfaatleri için yaşamlarını zehrediyor ve sonra alay ediyordu.

Uzaktan bir keman sesi geliyordu. Bu kızıl papazdı. Yanıma geldi.

- “Merhaba! ... Süreyya; yolculuk nereye”? ...
- “Merhaba Vıvaldı, seni burada göreceğimi zannetmiyordum. Gidiyorum. Buralar artık bana göre değil. Çok öğreneceğim şeyler var. Ben yerimde sayıyorum.”

Sokak lambasının ışıltıları gitgide ağırlaşıyor. Her taraf birden karanlık oldu.

- “ Bir keman sesi duydunuz mu? ... Maskeli kedi.”
- “ Hayır hanımefendi.”
- “ Kızıl papaz keman çalıyordu. Fakat, kayboldu.”
- “ Hayır,hanımefendi sanırım dalgınlığınızdan size öyle geldi.”

Birden Maskeli kedi çığlık attı. Ne oluyor demeye kalmadı.

- “ Hanımefendi benzinimiz bitti. Bundan sonra en yakın benzinliğe yürümeniz gerekecek.” Dedi.
- “ Fakat, nasıl olur. Uçağım bir saat sonra kalkacak...” Dedim.
- “ Bir şey yapamam hanımefendi.Yürümeniz gerekecek. Ben sizinle gelemeyeceğim. Çünkü, nereye gideceğinizi bile bilmiyorsunuz…. Bunun için sizinle gelmeyeceğim.” Dedi.

- “ Ama, nasıl olur. Beni bir başıma yalnız bırakamazsınız.Hem ben bu yolun nereye çıkacağını da bilmiyorum.” Dedim.

- “ Bu yolun sonu Yalnızlıklar Ormanına çıkar.Yol ikiye ayrılır. Eğer güzel işler yaparsanız sağ tarafı izleyerek gidin. Fakat, bu yol genelde kararlı ve cesaretli insanları kabul eder. Yoksa,diğer yola gitmek zorunda kalırsınız.” Dedi.

- “ Hey Maskeli adam ya beni sonuna kadar götürecektiniz” ?
- “ Hoşça kalın.”
-İmdat, yardım edecek kimse yok mu? Kedinin miyavlamasıyla korkmuştum.
-Hey! ...Kimse yok mu? ...Bana yardım edecek kimse yok mu?

Vıvaldı yanıma geldi:

- Ben seninleyim korkma…
O an kendimi bir konserde buldum.Vıvaldı’nın konserinde...Biletleri kimden aldığımı hatırlamıyorum.
Havaalanına gittiğimi hatırlayınca biletimi müzik setinin üzerinde unuttuğumu Şoföre söyledim. Bir saatim kaldı. Nasıl yetişirim ben. Şoför bey

- Yetişiriz hanımefendi.
-Maskeli kedi beni bekleyin.Biletleri evde unutmuşum. O an Kızıl Papazın Keman Konçertosunda “Mevsimler”adlı parça çalıyordu.
Yanıma Kraliçe Elizabethan geldi. Sarışın lüle lüle saçları denizin dalgası gibiydi. Boynuna, Koluna taktığı pırlanta bileziği ve elmas taşları ile süslü bir kıyafeti vardı.Kırmızı renkteki pelerini, kurdelelerle süslüydü. İçimde ise bahar çiçekleriyle süslü beyaz kıyafeti ona çok yakışmıştı. Onunda elinde gözlerini kapatan bir maske vardı. Gözlerimi kamaştırdı.
- Vivaldi! Baban seni Vevedik’e bekliyor. San Marco Kilisesinde bir müzik Seronomisi İçin çalıştıracak.
-Ben burada tek başıma ne yaparım. Vivaldi her zaman yanımda olacağını söylemişti.
-Süreyya o gelinceye kadar bu biletleri alıp konserde oturacağımız yerimizi alacağız. Korkma Yanında ben olacağım.Konseri bittikten sonra o bizi bulur.
-Vivaldi’de bana öyle söylemişti. Rahatladım.Kraliçe Elizabethan ile yürümeye başladık.Bana nereye gideceğimi söyledi. Havaalanına gidiyorum. Yalnız eve kadar gitmem gerekiyor. On dakika içerisin de şoför beni eve getirmişti bile. Acele ile biletleri alıp taksiye tekrar bindim. Çok hızlı gidiyorduk.Kraliçe Elizabethan yanımdaydı.

Bana:
- Neden bu kadar acele ediyorsun.
-Uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Kaybettiğim o kadar çok şey var ki onları bulmaya çalışacağım.Ve kazanacağım.Aynı zamanda başaracağım.
-Ne ile gitmeyi düşünüyorsun.
-Uçakla
-Aceleci olma! .. Bende Oradan geliyorum. Bence Uçakla değil.Araba kullanmasını öğren. Hatta tren ile gidebilirsin. Gittiğin yerlerde her zaman yeni insanlarla birlikte olursun ve öğrenirsin.Sabırla yürürsen kaybettiklerini bulursun. Bende yeni oradan geldim.

- Maskeli kedi yanıma gelmişti. Oda “ Yalnızlıklar Cennetinden” geri döndüğünü söylüyordu.

Vivaldi hala konserine devam diyordu.

SÖZCÜKLERİN BİTTİĞİ YERDE MÜZİK BAŞLAR”

….

Gece
Yolculuğa çıkmaya karar verdim.. Sessiz çığlık bağırıyordu. Maskeli kedi kayboluyor yerini yalnızlıklar cennetini bulma işi bana düşüyordu. Uçağın hızı yetişemiyordu beklentilerime. Güveni ararken kaybolmuştum sokaklar da yollar da, orman da… Kendini Bilmek ve Kendini Tanımak adına kaybolmuştum.

Birlikteliktir, Kendini Bilmek

İSTANBUL, 22 ŞUBAT 2008

Süreyya Aktaş
Kayıt Tarihi : 9.3.2008 12:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


VİVALDİ DİNLERKEN...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Meltem Ege
    Meltem Ege

    ne kadar ilginç ve güzeldi yaa..

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Filim seyreder gibi okudum. Kaleminize sağlık. kutluyorum.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Süreyya Aktaş