MASALSI YILLAR
Yıllar ne yıllardı; yarı masal, yarı eşkere
İliklerimize kadar yaşadık yokluğu,
Sonra taş gibi unuttuk;
...
Tütün kokardı fukaralığımız
Sızlayan parmaklarımızdan anlardık kışın geldiğini
Lastik ayakkabılarımızın üşüttüğü böbreklerimizin sancısını
Yün yorganlar altında dindirirdik
Tarhanada yağ, ekmekte buğday varsa mutluyduk
Ve razıydık yağsız-tuzsuz yemeğe, arpa unu ekmeğe
Tokla acın arası yarım ekmekti ne de olsa
Kimi zaman hayallerimizi katık ettiğimiz
Bu sebepten ekmeğimize kuru ayranımıza duru demedik
Küçük mutlulukları bölüşerek çoğaltırdık
Dostların acısını sayımıza böler
Kardeş payı yapardık
Komşunun külüne, dostun tatlı diline muhtaç bilirdik kendimizi
Kerpiç evlerimizin huzurlu karanlığında
Ana rahminin huzurunu bulurduk
Daracık minderde ayaklarımız
Dışarıda kalmasın diye
Allah’tan büyümemeyi dilerdik
Ocak başında yanan çıranın aydınlığında
Devler ülkesinden masallar sahnelerdik
Gaz lambası gibi fersiz gözlerimizde korku
Kol gezmeye başladığında
Birbirimize daha bir sarılır, severdik
Herkes yoksuldu
Bu yüzden yoksulluk nedir bilmezdik
...
Okudukça farkettik fakir olduğumuzu
Ve umutsuzluğun ne çok olduğunu
Kuyrukta beklerken hatırı sayılırdı,
Şimdi bin fincan kahvenin bir günlük hatırı kalmadı
Sanki muhtaçlığımız azaldıkça çoğaldı bencilliğimiz
Daracık odalarda on beş kişi geçindik de
Çift kişilik geçimsizliği koca koca evlerde öğrendik
…
Yıllar ne yıllardı yarı masal yarı eşkere
İliklerimize kadar yaşadık bir gariban mutluluğunu
Sonra taş gibi unuttuk.
İnebolu – Mart 2014
Ümit ÖzkanKayıt Tarihi : 29.5.2020 23:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!