Masallara Yolculuğum Var

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


34

TAKİPÇİ

Masallara Yolculuğum Var

Yürüdüğümüz ince çizgilerin sonu gelince
Hüznüme kahırlı bakışlar attım yeniden
Aşk'mış, sevdaymış, ölümüne sevmekmiş
Hepsi yağmurdan sonra açan güneşmiş...

Tanrılara adanmış yemyeşil adaları görüyorum gözlerine bakınca. Gülün en harikasını yaratıp yüreğimde, küçücük, renksiz, görkemsiz çiçekleri atmak istiyorum içimden. Güzelliğin, içimin ateşinde büyüyen, şiirlerime dökülen bir ışık huzmesi gibi sarıyor etrafımı. Her sabah günaydın diyorum güzel ve çirkin her şeye.
Aşkı çiziyorum, kuşkulu bulutlarda buncadır saklanan aşkın gizemini çözüyorum şimdi. Kuşlar gagalarıyla çamur taşıyorlar yüreğimin köşküne. Umudun ve düşün reçinesiyle ekmeğimi yiyorum sevdanın ve bir testiye yanağımı dayayıp sular içiyorum kana kana.
Sevgiyle bakan gözlerin nemlendirirken yüreğimi, aşkın tutsağı oluyorum yeniden. Yeniden silahlarımı kuşanıp kutsal bir savaşa hazırlık yapıyorum. Susuzluğumu gideriyorum oluk oluk gözlerinin pınarlarından, gülüşünün fırçalarından yarattığım eşsiz dünyamda senin yüreğine yürüyorum.
Fırtınan bana ulaşmadan henüz, demir alıp bu limanlardan uzaklara, bilinmez diyarlara yolculuğa çıkmak geliyor içimden. Kimselerin bilmediği, kimselerin duymadığı, yeşilin ve mavinin dostça yaşadığı, bakir, gizemli enginliklerde ekmeğini yiyerek umudun, suyunu içerek yüreğinin, aşkını taşıyarak gönlümün derinliklerine, bir ömür boyu yaşamak istiyorum.
Çocuk yüreğine biraz yağmur dilesem tanrıdan, nefretim artar bulutlara. Bütün renklerini katarak gelincik tarlalarına eşsiz çiçekler yaratmak isterim izin versen. Laleler, sümbüller, nergisler ve en sevdiğim menekşelerle bir bahçe derlerim sana. Hüznü ve üzüntüyü beleyip uykusuna, sana masallardan, öykülerden, rüyalarını dolduran karmakarışık kurgulardan bahsetmeden, izlerdim hayata gözü yumuk duruşunu.
Ardına takılıp sözcüklerimin, katmer katmer yüreğimin halkalarında gezintiye durursun. Öfkemin kenar semtlerinde, yıkık, metruk evlerde sürgün uykularımı uyandırırsın bilmeden. Ellerinle tararken dağılmış saçlarını masum bir edayla gülersin gözlerime. Mehtabı unutan yüreğime sabahların gizemini, aydınlıkların mahmur silüetini sunarsın. Senin dualarında bilinmez bir yolculuğa çıkmak, senin günahı tatmamış yüreğinde sözcüklerimin mahkum kalışını izlemek isterdim.
Çağına ulaşamamış, o lezzeti yakalayamamış masallar dünyasında yaşayamazsın elbet. O masalların bekçisine de sevdalanamazsın. Korkarak attığın adımlarında sıkışır yüreğin, dokunuşumdan irkilir, kapattığın kapıların ardına gizlenerek dinlersin yüreğini.
Benim kartlardan yaptığım kuleleri de bilmezsin sen. Mantık kulvarlarında koşuşturmalarında hep ön saflarda yer almak istersin. Ay düşünce şafağa zülfünü taramadın, duman duman dağlarımda bir bulut olup gezmedin. Yürüdüğün bunca yolda susuzluğunu gidermek için çobanlardan kar suyu dilemedin hiç dağlarımda.
Düş diyorsun bütün yaşananlara. Mutluluğa giden yollara da inanmıyorsun, kimbilir belki aşkı da tanımıyorsun. Mutluluğun kanadına yapışmadıkça, ona sevdalarını sunmadıkça bulamayacağını da bilmelisin. Yakamoz inen gözlerinde denize hükmetmeyi istedikçe, o denizlerdeki incilere de ulaşamazsın. Ben, öfkelerimi sürme niyetine gözlerime çektim. Sevgimin kutsal limanlarında rehber arıyorum kendime. Çıkacağım bu yolculukta masallarımla, öykülerimle ve sevda türkülerimle yelken açıyorum. Dilersen el salla, dilersen sen de katıl bu yolculuğa.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 16.6.2005 11:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Selahattin Yetgin