Masal Gerçekler Gerçek Masallar

Keyifli bir şeyler yazamaz mısın sen hiç
Şöyle ısmarlama bir ziyafet sofrası
Kuramaz mısın gönlünce

Yaşadığın anlar olmuştur elbet
Ne sonluyu ne sonsuzu
Ne doğumu ne ölümü bilen
Bulunduğu zamanın ebediliğinde yüceleşen
Çocuksu sevinçleri

Oynamışsındır saklambaç
Köşe kapmaca yakar top
Koşturmuşsundur top peşinde
Sabahtan akşama bir oraya bir buraya

İçmişsindir ilk sigarını
Daha ne olduğunu bilmeden
Dedenin elinden
Annen kovalamıştır seni
Sığınmışsındır
Divanın altındaki düşler yatağına
Asla bulamayacaktır orada kimse seni
Dünya ne kadar uçsuz bucaksız
Her şey ne kadar eski ve yeni

Daha ergenler bilmezken
Bir kızın güzelliğini
Dalmışsındır
Masmavi sularına sevdiğinin
O yokken yanında
Denize koşmuşsundur umutla
Dalgalar yoksa yaşasın
Güneş her tarafı aydınlatsın
Mavinin koylarında kalbim onu seyreylesin

Bir saniye buluşsam
Yine yarin bakışlarıyla
Gözleri ruhumu sularına esir alıyor ya
Ben hiçbir şey yapamıyorum
Fırtınalar kopuyor
Dalgalar beni susuzluğun sahiline vuruyor
son kalan çocuksu sevinç
Tarihin tozlu raflarına kalkıyor

Biliyorum şimdi
Mavinin hasretinden değil
Duyduğum hüzün kin
Yaşadığım doğa
Soluduğum hava bilincim
Kurak kalırken gittikçe çevremden
Çöküşüm asla değilmiş
Eline değmediğim
Kulağına fısıldamadığım yarenden
Ya da bin bir hüsnü kuruntu düşlerden

Sadece düşmüşüm bir kör kuyuya
Kimseler duymamış sesimi
Tırmanmaya çalışmamışım da
Belki de alçak duvarlara
Dışarıda her gün solan renkleri
Hissetmektense duygumda
Siyahın anlamsızlığında varlaşmak istemişim
Her zaman gelmesini beklediğim Beyazın
Ondan doğacağı umuduyla
Nice Maviliklerin kıyısında dolaşmışım da
Asla sularına girmemişim

21 Ağustos 1998 - Kaynaşlı