Masal Bitti, Uyan İnsanlık!

Funda Kocaevli
224

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Masal Bitti, Uyan İnsanlık!

“Çocukken çok mu peri masalı okudum acaba?” diye sormuyor değilim kendime. Hala dünyadan yana umutlanasım tutuyor da bazen.

Saçlarım oldum olası hızlı uzar. Arkadaşlarımın Rapunzel diye benzetmeleri olurdu. Masalın sonunda prensiyle mutlu bir yaşam sürdüğünü hatırlıyorum yanlış değilsem ama şöyle bir bakıyorum da, ortalıkta bu kadar çok Rapunzel ve prens varken, neden bizler hala kulenin tepesinde mutsuz mutsuz beklemekteyiz?
Acaba aşağıdan geçen prenslerin hepsi başka masallardan mı düştüler?

Bu mevzular oldukça trajik ama sanıyorum yapacak bir şey yok.
Ne bizler masallara inanacak kadar çocuğuz, ne de aşk masallar kadar büyüleyici!

40’ına merdiven dayamış, hatta son basamağında duran bir kadın olarak bakıyorum da akranlarıma ve bizlerden sonra gelen nesile, ”Aşk ve birliktelik” kavramlarının içini epeyce bir boş bırakıyoruz. İnternet pek çok şeyi ayağımıza getirirken, daha fazlasını da elimizden söküp almış. Eskiden düzen yukarıdan aşağıya doğru işlerdi, şimdi tam tersi galiba.

Bu durumu çok yadırgamıyorum aslına bakarsanız. Eskiden görücü ya da çöpçatan dediğimiz insanlar bu işleri hallederdi. Şimdi insanlar gerçeklikte cesaret edemedikleri şeyleri, internetin ardında kendilerini saklayarak yapmaya çalışıyorlar.
“Yahu ne olacak? Olsa olsa engeller beni, kafama çantayı geçirecek hali yok ya. Yazalım bakalım!”
Bunu oltayı sallayan yaşlı balıkçının “haydi rastgele” demesine benzetiyorum ben. Balık takıldı diyelim, çengelden kurtulmadan oltayı sudan çekebilecek mi acaba?
Şöyle bir avantaj da var tabi; biri olmazsa, diğeri. Hadi o da olmadı diyelim, sıradaki.
Sokakta yok belki binlerce alternatif ama burada sürüsüne bereket maşallah!

Çok sevdiğim bir dostumun cümlesi gelir aklıma hep; “Sanaldan gelen, sanalda kalır!”.
Biliyor musun usta, orada kalmıyorlar. Kalsalar, nefesi sanal sanal alıp verirlerdi. Bu sanal şövalyeler kayboluyorlar yahu enikonu!

Bazen uyuyan güzel olup, dünya evrimini tamamladıktan sonra uyanmak istiyorum ama lütfen o prens olaylarından birini almayayım ben bu hayale. Gezegenim insanı ben uyanana kadar sanal ile gerçeklik ayrımından sıyrılıp, oradaki insanın sokakta yanından geçenle aynı olduğunu anlamış olsun.
Evet, doğru.
Sanaldaki ve sokaktaki insanı ayırt etmiyorum ben. Mesela, ben buradan (internetten) size ulaşırken, sokakta şekil değiştirip dolaşmıyorum ki!
Şu cümleye de ifrit oluyorum işte; “Aman boş ver, internetten tanışmıştım zaten!” .
Yahu arkadaş, o da seninle internetten tanıştı değil mi? O insan formundan simülasyon formuna geçti de, sen ne oluyorsun bu durumda? Ya da klavye başında 4’er tane eliniz var da, sokağa çıkarken ikisini klavyenin yanında mı bırakıyorsunuz?
Klavye diyerek sınırlandırmış gibi oldum biraz ama ben yazdım siz anlayın işte. Çağımızın oyuncakları akıllı telefonların da klavyeleri aynı neticede.

Durun ya! Lafa daldım masalın birini unuttum. Gelelim Pamuk Prensese. Kötü kalpli üvey annesinden az çekmedi kızcağız. Ya cücelere ne demeli? O kadarcık boya, o yürek! Taşıması zor gelmemiştir herhalde. Hani mangal gibi yürek dediğimiz cinsten onlardaki.
Kötü kraliçe yerine koyulacak pek çok insan var hayatlarımızda, hadi bizler de Pamuk Prenses olalım. E hani cüceler nerde?
Birisi onları alıkoymuş olmalı.

Bazen de, gerçeklikte bulamadığını arar sanalda insanoğlu. Hem Mersin’e, hem de tersine gideriz biz. Oturup, internet hakkında iki satır sohbet etmeye kalksan, mangalda kül bırakmaz, kötüler de kötüler ama bir yalnız kalsın, bak ne yaptığına. En yakın araç, elbette telefon.
E hani atıp tutuyordun birkaç dakika öncesine kadar?
Yalnızsın işte, üstüne bir de asosyalsin, hatta işi biraz daha ilerletip iletişim yoksunu olduğunu bile söyleyebilirim.
Üzülme dostum! Sokak senin gibilerle dolu ve kınadıklarından biri de sensin aslında.
İnsanın kendini aynada görmesi nasıl bir şey acaba? Ama bu bahsettiğim bildiğimiz ayna değil. Anladınız siz beni.
Eleştirdiğin, senin yansıman olabilir!

İğnenin canını acıtmadığından emin olmadan, çuvaldızı başkasına batırmayacaksın. Atalar boş yere söylememişler bu sözleri.

Dedim ya, sanal-reel olarak ayırmıyorum ben insanları. Şundan eminim; normal insanlarla, ruh hastalarının her iki alemde de elini kolunu sallayarak dolaşma olasılıkları aynı. Şu noktada fark olabilir; bazıları, gerçeklikte olamadıkları profillere kendilerini yerleştiriyorlar sanal dünyada. Bu da aslında onların normallik sınırları içinde olmadıklarını gösteriyor ufak ufak.
Çünkü bana göre, yalan söylemek akıl işi değildir!

“Sen çok mu akıllısın sanki de, ahkam kesip duruyorsun?” diyeniniz olabilir. Sorunuza ben cevap verirsem, çok adil olur mu bilemedim şimdi. En iyisi bir bilene soralım ama lütfen benim tanımadığım biri olsun.
Torpil yapılmasını hiç sevmem!

Sevgili okurum,
Hangi masal kahramanına benziyorsun merak ediyorum, az buçuk da hayallerini elbet. Eğer ucundan kıyısından dokunabildiysem masalına, benimle paylaşır mısın?
Kim bilir? Belki Sindirella’nın peri annesisindir de, balkabağını arabaya dönüştürüp bana yollarsın.

Başka masal var mıydı?

Ah nasıl da unuttum kurbağayı öpmeyi? Hep sizin yüzünüzden!
Lafa tuttunuz beni, kaçtı işte prens.

Funda Kocaevli

Not: Bazen sivri dilli olabiliyorum. Birilerinin kuyruğuna bastıysam, affola! Cici bakın kendinize reel ve sanal dünyanın masal kahramanları.

Funda Kocaevli

Funda Kocaevli
Kayıt Tarihi : 7.5.2018 20:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Nisan 2015

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Duygu yüklü şiirinizi
    beğeni ile okudum

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Funda Kocaevli