Beyoğlu kokuyordu gece
Bir fincanın gölgesinde
Kahve buğulu soluklarla söyleştik
Derinlerde deniz vardı
Bir sarı gül ahengindeydi masamız
Dilimiz başka gözlerimiz başka lisanlardaydı
Demir attık birbirimize
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim