Senin oralara giden yolları bilmiyorum,
Buralarda garipçe oyalanışım ondan.
Hüzün veriyor bu bahar her gelişinde,
Kelebeklerin coşkusu tahammül edilesi değil.
Seni görmeyince aydınlatmıyor güneş beni,
Küfür dolu bir karanlık kaplıyor içimi.
Yangınlara çekiyorum kürekleri,
Üfürsen de surlara bitirsen işimi.
Balçığında yıkanırken,
Papatya dolu yeşil vadilerde,
Kurtulabileceğim bir el uzanacaksa,
Ancak senin elin olabilir.
Bir sunuş beklenecekse uzaklardan,
Sesin sunmalı kaybolan geleceğimi.
Taş topladım hayat boyu, mabedimi yapmaya,
Uzlaşmadım, yanaşmadım aşksız bir hayata.
Aldırış etmeden geçiyor zaman,
Sen zamansız ben sensizim.
Kutlu bir bayram sabahı ulaştım gözlerine,
Eski çağların ezgisini yeni çağlara taşıyan,
Varolan her büyüyü gölgede bırakan,
Güneşin uydularının çekiminden de güçlü gözlerin.
Gördüğüm ilk bayramdı, yaşadığım ilk bayram,
Sonrası keder, sonrası ölüm,
Sonrası ölümden de beter bir yalnızlık.
Evrensel plana seni dahil eden bendim,
Planı karmaşaya dönüştüren sen.
Varoluşu temsil eden harflerin ilklerindensin,
Bense, yok oluş dehlizlerine müptela.
Kayıt Tarihi : 17.5.2006 18:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!