Sahilde, iskelenin nemli tahtalarına yaslanmış ürperti
Dalgaların köpükleri dönerken geriye “Ya gidersen? ” diyor
Gölgesinde hüzzam makamında titreyişler
Yaşlı bir bayan martı, kanadıyla ürpertiyi gösterip
En içten kahkahasını koyuyor dalgaların üzerine
“ Bu ürperti aptal mı ne, hiç gelmediğini bilmiyor”
Vapurun gür düdüğünden gür ışıklar dökülüyor beklentilerine
Elini siper edip güverteyi tarıyor santim santim
“ Ya hiç gitmediysen? ” diyor
Martılar iyice tanımak için ürpertinin etrafında çığlık çığlığa
En cesuru yaklaşıp gözbebeklerindeyken bakışları sesleniyor diğerlerine
“Gelmeyenin gidemeyeceğini bilmiyor! ”
Dalgaları yararak geçip gidiyor vapur
Ürpertinin boynu bükük, ufku çiziyor bir daha ufka
Çöl seraplarına yelken açtırıyor dolu dizgin ruhunda
Dalgalar çarpıp iskeleye uyandırsak artık diyor
Yaşlı martının gözüne bir damla denizsuyu kaçtığı an
“ O, uyanmaz! ” diyerek gülümsüyor
Ürpertinin kulaklarında bir tek hedef
Bakışlarıyla aynı hizada dolaşıyor
Bulutlar teselli babından güneşle arasına girerken geveze bir martı
“Beyni de gözleri gibi kör,
Bu bir zavallı”, diyor
Tebessümünden hüzün damlıyor yeşile çalan kirli denize
“Ben olsaydım beklediği de, gelseydim! ” diyor ilk konuşan martı
Yanaklarında iz bırakarak süzülüyor damlaları ürpertinin
Bir türlü çıkmayan hıçkırıklarını merhametsizce boğuyor
Çevirip başını yaşlı bayan martıya
“Babam da gidip dönmeyen bir martıya aşıktı! ” diye martıca konuşuyor
Kayıt Tarihi : 17.6.2011 14:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)