Sen
Kanatlarına rüzgar dolduran
bir martı gördün mü hiç?
Gülüşlerini
Güneşten ödünç alan
Maviliklerin ve rüzgarların
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ve neden hep birisinin yokluğu mutlak yalnızlıktır...sevgili şaire...sevgiler kaleminize
Ertelenmemiş düşlerin
mavilerinde gördüm onu
tıpkı çogalan deniz çiceklerine
benziyordu…
Yüreğinize sağlık tebrikler
güzel bir şiir okudum, yüreğiniz daim olsun
tam puan
Martilar,
ah su martilar;
ozgurluk gibi
sevda gibi
cigliklari
bu güzel paylaşımı kutlarım okduğum her şiirde kendime bir pay bir ders mutlaka buluyorum tıpkı bu şiirde bulduğum gibi şiire şaire benden tam puan
Hangimizin yureğinin gizli denizlerinde
çığlık çığlığa bir martı bulunmaz ki? …
Şimdi yalnız bir kayayım ben
bağrında dalgalarla yarışan
gizli bir Martı …
Tek kelimeyle mükemmel bir anlatım...İçimize sindirip,tadını çıkararak okumaktan başka birşey düşmez bizlere...Yüreğinize ve emeğinize sağlık...Tam puanımla kutluyor ve listeme alıyorum bu güzel şiirinizi...
çehov-jonathan-bir de sait faik in martıları...ben de, kendini bana nişanlamış bir martıyı tanıyorum marmar suyunda..sizin şiirlerinizdeki iç dengeyi anlamaya çalışıyorum..gerçek bir emek var, bu sizin yetişme tarzınızdan mı kaynaklanıyor, bilemiyorum ama anlaşılan edebiyat öğretmenleriyle iyi geçinmişsiniz..zevk duyarak okuyorum sizi..dizelerinizdeki kişiliğinizle uğraşıyorum biraz..şiir merhem gibi,sürdünüz mü iyileştiriyor..du bakalım..berlin den sevgi selam..
Hepimizin yüreğinde çığlık çığlığa bir martı; ama huzursuz bir martı. Çünkü bu martının ne istediğini çözemedik bir türlü. Galiba bu martı biz ölene kadar da çığlık çığlığa kalacak. Bu şiirle benliğim garip bir hüzün duydu. Yalnızlıklı bir özgürlük mutlu eder mi acaba. Ah şu martının dilini bir çözebilseydik.
Ertelenmemiş düşlerde bulmuşsun özgürlük martısını darısı benim gibilerin başına. Değişik ve ruhum gibi bulanık bir şiir. huzur dolu günler dilerim...
Martı çığlığına yükleriz hezeyanlarımızı, umutlarımızı kanatlarına. Bu çelişkili yaşam kıyısında uçmayı hedefledikçe düşen boynumuz gibi med-cezirdir yaşanan.
Tebriklerim sevgimle...
Ertelenmemiş düşlerin
mavilerinde gördüm onu
tıpkı çogalan deniz çiceklerine
benziyordu…
Tenimi ısıtıyordu gülümseyişi
beyazlığı saçlarıma dokunuyordu…
Uçmayı, o öğretti bana
s ms cak sevgi kanatlar altında
ve uzak türkülerde beklemeyi de…
Anlayabildiğimce yaşadım onu
umursamadım, anlayamadıklarımı…
Neden, hep deniz üstü uçar ki yalnızlıklar?
Neden, hep bir varmış, bir yokmuş gibidir yaşam?
Hangimizin yüreğinde gizli değildir ki
bir gün, bir martı kadar özgür
ve direngen olmak…
Hangimizin yureğinin gizli denizlerinde
çığlık çığlığa bir martı bulunmaz ki? …
**** Sevgili Yüksel Kutluyorum emeğini yüreğini
..
her zaman ki gibi çok çok anlamlı
bir o kadar da güzel anlatılmış..
kelimelerin gücü çok belirgindi .. yüreğime tercüman olmuşsun canım ..
Beğeni ile okudum şiirini ..tebrikler .
Başarılı çalışmalarının devamını diliyorum ..
Sevgilerimle ..
Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta