Martıların sabah balıkçı teknelerinin ardından kanat çırpışları, şarkı terennümü gibi avaz avaz bağırışları ile yeni bir güne uyanan Akdeniz, körfezin serin sularında nafakasını çıkarıp, sabaha kadar mütevazi tekneler...i ile rıhtıma yaklaşan yorgun ve uykusuz gözler, evlerinde kazasız belasız yavuklularını bekleyen kadınlar, hasreti gece çekip, sabahın bir an önce olmasını bekliyorlar.
Aslında sabah çoktan olmuş, tan ağarmış, güneş kızıllığını denizin son ufkundan parıldatmaya başlamıştı bile. Ama bekleyen gözler, illaki sevgililerini sarı yağmurlukları ve gıcırtı çıkaran çizmeleriyle karşılarında göremeden sabahın olduğuna inanmıyorlardı.
Memleketimin her köşesi, sabahın alacakaranlığında bu telaşı yaşıyor ve yeni bir güne, gelecek umudunu yitirmeden vira bismillah diyordu. Güzelliğini cömertçe sergileyen yurdum, çalışana bünyesinden kıskanmadan vermeye hazır, kucağını açmış bir anne şefkati ile bizleri doyurmaya devam ediyor.
bir şarkının tüm enstrümanları ile sunuma hazır şefini beklediği gibi, nâmelerini hoş bir seda içerisinde gönlümüze ferahlık ve huzur vereceği anı yaşamak, çilekeş ülkemin insanlarına acı ve kederlerini unutturmaya hazır bekliyor.
Bereket fışkıran Anadolu, feyzini güzelliğinden alan dehâlara ilham kaynağı oluyor ve büyük üstad, bestekâr Münir Nurettin Selçuk gibi seslere “Aziz İstanbul ve Dönülmez Akşamın Ufkundayız” gibi ölümsüz eserler kazandırıyor.
Sana daima minnettarız güzel yurdum, sen ki; dünya medeniyetine sonsuza dek beşiklik etmeye hazır, her bir köşesinden hoş bir sâdâ terennüm eden, cömert ve vakarlı duruşunla, bayrağımın el sallar gibi dalgalanışını temaşa etmek, ruhumuza huzur veriyor.
Güzelliği insanına yansıyan, hiçbir millette olmayan hasletlerinle, bahçelerinden akan ırmaklara dallarını uzatan meyvelerinle, çeşit çeşit kuşların cıvıltılarla şarkı söyleyerek raks ettiği yaylalarınla, billur gibi kayaların arasından fışkıran pınarlarınla, tabiata akşamın karanlığında örtü olan ormanlarınla sana aşık olmamak mümkün mü?
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Adana-Ceyhan Gölovası köyünde yaşayan Vali Savaş Bey, gerçek bir öykünün yazıya aktarılmasıdır.
Adana-Ceyhan Gölovası köyünde yaşayan Vali Savaş Bey, gerçek bir öyküdür.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta