Dün gece de seni yazdım,
Yalnızlığımın defterine,
Üşüyen menekşelere.
Hayalin, ay'ın odama düşmüş hali.
Öyle masum, öyle güzel bakıyordun ki
Duvarlardan kıskandım.
Kaç kadeh vurdum
bilmiyorum,
Efkarım ruhumu, kadehler bedenimi esir almış,
Ben içime mahpus.
Davranışlarım bir meczubu andırsa da,
Ben şiir fukarası bir yolcuyum.
Ahh bee Aydıni
Bu saatten sonra kimi bekliyorsun,
Umudun yolunu kesmişler,
Sevda yerine, anarşistçe umudu öldürmüşler.
Gecenin kırkbeşi olmuş ulan,
Seni bu saatten sonra kim arar.
Dün gece de seni yazdım,
Yalnızlığımın defterine,
Soğuk duvarlara,
ecnebi bakışlarla.
Solağım ya,
Mıhladım sağ elimi duvara,
Sol elimle kan revan çizdim duvara.
Gözlerinde çok zorlandım,
Mavi mi, yeşil mi, ela mı, kara mı sarhoştum seçemedim lakin,
İçine düşünce, ne zından, ne derin olduğunu fark ettim.
Öyle işte
Derdest olmuş bir deliyi anlatmak, ya da anlamak zordur.
Bugün gönül kafesine bülbül ederken,
Yarın gözlerini gönül pınarı yapar.
Martavallara inat,
Dün gece seni yazdım Aydıni,
Yazmaz olaydım,
Ölümün eşiğinden geçtim ulan,
Ölümün eşiğinden,
Bu kadar mı,
Bu kadar mı.
Kayıt Tarihi : 9.12.2020 15:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sabah saatlerinde yazdım.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!