Kedilere gün doğarken, bizim iki ayaklı pisipisicikler de pek bir ortalıkta bu günlerde. Kimi zarar ziyan peşinde, kimi de bir parça ciğer.
Geride kalan şubat ayını hem bireysel hem de toplumsal anlamda pek de iyi geçirmedik değil mi? Baharın gelişine sevinirken, bir yandan da yurdum insanı içinde tanısı konulmamış ruh hastalarının el attıkları felaketleri izledik. Hangi konudan bahsettiğimi elbette anladınız, biliyorum.
Küçük kızımız Özgecan!
Hayallerinin, hayatının elinden alındığı yerde, bu ülkede hatta benzerlerinin hala yaşandığı ve yaşanacağı bu dünyada insana dair umutların yeniden yeşerebileceğini aklım kesmiyor dostlar.
Bunların bir yerlerde hala yaşanıyor olması, ne acı insanlık adına!
Beyefendi okurlarım alınmasınlar ama kedilerle aralarında bizlerden daha çok benzerlik var. (Özgecan olayını buna örnek göstermiş değilim. Sadece, insanlık ayıbımızı bir kez daha belirtmek istedim.)
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış