Mart ayındayız, yalnızlık ve sensizlikler sabahına açılıyor gözlerim, üşüyorum yatağımda, özlemlerim ilkbahara, güneşe, ısıtsan yüreğine, yokluğunun son kışı bu, bir daha uyanmayacak kışlara gözlerim, siyahın matemin karanlıklarında çiçek yetiştirmekteyim, kardelenler benim çiçeğim, sokaklarda üşümüş bir serçe ötüşünde seslerim, annesiz kedi yavrusunun feryadında gönlüm, kutup iklimlerinde erimeyen buzlara donmuş umutlarım, üstünde son hazanın dökülmüş çınar yaprakları.
İstediğim bir sıcak gülüş, bir can çekiş, bir isteyiş, hayallerin girdabında dönmekteyim, yörüngendeyim, çıkmam, çıkamam, canım yetmez buna, ağlayışımın hatırına bir gör beni, duy, anla ve gerçeklere baka baka, tatlı bir gül gibi aç baharımda, sevda şarkıları tatlansın, soğuk şehirlerdeki sürgünüm bitmek üzere ve sana götürecek yollara bakıyorum, ellerim kelepçeli, ayaklarım prangalı, odamın kireçleri dökülmüş, mecburluğumu anladın biliyorum, son dileğimdir bu sana, son dileğimdir bu aşkımıza, sana hasret ve özlemle bakan bu dizelere bir damla gözyaşı bekliyorum. Buzlu pencerenin camına soluğumla yazdığım adını ısıt, ellerim üşürken tut ellerimi, ağlıyorsun biliyorum ve susuyorum. Son noktayı koyduğum zaman bu dizeleri yazacak bir aşık bulamayacaksın. Uzak şehirlerin ücra sokaklarında yürürken, iklimlerim değişmekte, rüyalarım pembe filmleri kaydetse de, yaşam siyah beyaz, kucağında yatacak bir mutluluğun peşinde, zamanın son nefesleri bunlar biliyorum, hüznümü toprağa, busemi yaprağa veriyorum. Bir üzüm tanesi tadında, bardağın sıcaklığında bir demli çay tadında, gökkuşağı rüyalarımla bir daha ürperdiğim kışlara yolcu değilim, gitmeyeceğim, sendeyim, sana geliyorum, üşütme beni, ısınsın gönlüm, yanan ocaktaki alevlerin sıcağında uyut beni, saçlarımda bir el ol, nefesime bir yel ol. Anlayacağın sevgili damla damla yüreğime bir sen dol.
Yavuz Bayram Çalışkan
Aksaray
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.