Marmaranın Hikayesi
Basamak 1
(Deprem)
Tasalardan ırak
Uyuyordu, kırmızı kiremitli çatılar
Yaz çılgınlığındaydı, çarşı pazar
Sıyırmış mavi esvabını
Görmediğim bir kızıllıkta donu
Kan ağlıyordu
Toprak kuru
Anlıma değen tuğba dalları
Uzansam tutacağım şu yıldızları
Kıyıya çarpan dalgaları
Kaz adımlı öncü birliği
Öfkesinin esiri bir deli
Dibini öpüyordu, Sinsi depremi
16 Ağustos 1999 günü
Yarısını haylice geçmiş, gecenin üçü
Ölüm indi, camlar Titredi
Temellerin feryadı, kağnı gibi inledi
Sanki, düğün dernekte ecinnileri
Sel gibi taşkınca göğsü
Yer gök buluştu, kan tadında
Yağıyordu, derinlerden semaya, ateş tozları
17 Ağustos 1999 günü
Hançer gibi çığlıklar
Gırtlaklardan, perde perde
Geceyi delerek çoğalıyordu
Sevişmeler, ölümle kucaklaşıyordu
Hiddetine tutsak olmuştu, toprak ana
Dilsiz dudaksız ağzında, canlar
Devri tamam oldu
Azrail hasadını topladı
O hükmü ölümlü gecede
Kızılşafakta
Ak çarşaflarda, artakalanlar
Ağızlar avazsız
Akmıyordu yaşlar
Belirsizliğin belirtisi, delimtrak gözler
İçlerinde, buz soğukluğu rüzgâr
Kalan o insanlar, artık o insanlar değildi
Ölü gibi, dalgın dağınık
Tencerenin aliminyumunu kaynatan
Yok yoksul
Yardım için çırpınan yürekler
Ölü soyucular, tedirgin
Gizlenerek ilerliyordu
Yıkıntıların kuytularında
Yardım arabasına, cebindeki son parayla
Ekmek alıp atıyordu, çingene...
247772011
Abdülmennan Aktürk
Kayıt Tarihi : 26.7.2011 17:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
YAŞADIKLARIMI GÖRDÜKLERİMİANLATMAYA ÇALIŞTIM depremin 2 ci günü sonunda göçükten çıkardığım bizimkileri şişli etfale havele ettler akşama biraz geçmişti çingenelrede oradaydı yaşlı bir çingene kadını hastalanmış onu bekliyorlardı dk ve hemşireler tedirgin ölürse ne yaparız diye neyse araçların biri gelip biri gidyordu felaket bölgesinden çingeneler ayakta tedavisi yapılan deprem zedelere bişeyler ikram etmek içimn çıldırıyordu birtanesi yanıma geldi sohbete başlayınca benimde o bölgeden geldiğimi anlayınca abi sen açsındır sana pastaneden bişe alıp getireyim dedi zorla durdurdum sohbet koyulaştı ve anlattı abi benim bişem yoktiki yarıdım edeyim yardım arabası önümden geçiyordu son paramla ekmek aldım fırından yardım arabasına attım çingene bunu yaparken ölmüş karısının parmağını kesip yüzüğü alan anası şilşmiş deprem yerinde mal peşi,ne kpoşan evlatlar gördüm daha neler neler
Şuan deprem olsa, elle tutulur değişen ne var?
Kutluyorum, saygılar
Bugünlerde , her deprem sonrasında olduğu gibi gene deprem uzmanı sayın prof.lar her biri bir TV kanalında gene farklı ama gerçek tellerden çalıp-söyleyecekler...Bizler de ya vah vah- Allah korusun diye dehşetle göz büyüteceğiz...
Ve belediye; Beyoğlunda sokaklarda masa toplamaktan, Ataşehirde spor tesisini yıkıp yerine cami yapmak çabalarından başını kaldırıp ne profları dinleyecek ne de bizi görecek...
Yüreğine sağlık sevgili Abdullah Mennan...
TÜM YORUMLAR (5)