Marmara'nın Sessiz Çığlığı

Haydar Güner
153

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Marmara'nın Sessiz Çığlığı

Saat üçü geçerken
yer ansızın titredi.
Uykusundan fırladı Marmara,
kırk beş saniyede
ömürler yarıldı.

Kocaeli’den Sakarya’ya,
Yalova’dan Düzce’ye,
İstanbul’un kalbine kadar
acı serpildi.

On yedi bin nefes
karanlıkta söndü,
binlerce yara
taşlara, yüreklere kazındı.

Binalar yıkıldı,
sokaklar sustu,
ışıklar kesildi,
ve çocuk sesleri
toz bulutlarının içinde kayboldu.

Ama en büyük yıkım
duvarlarda değil,
insanın içindeydi.

Bir milletin kalbinde
unutulmaz bir sancı
ve küllerinden doğmayı bilen
inatçı bir umut kaldı.

Marmara’nın sessiz çığlığında
yıkıntılar arasından
yeni bir hayat filizlendi—
bir şehrin,
tekrar ayağa kalkmak için
direnen kalbiyle.

Haydar Güner
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 18:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Gece yarısını biraz geçmişti. Yaz sıcağının uyuşturduğu evler, uykunun en derin yerindeydi. Birden, toprağın kalbi yerinden sökülür gibi titredi. Saniyeler, yüzyıl gibi uzadı. 45 saniye… Ama o 45 saniye içinde, on binlerce hayat değişti. Kocaeli, Sakarya, Yalova, Düzce… Bir domino taşı gibi yıkılıyordu şehirler. İstanbul’un dört bir yanında balkonlarda çığlıklar, enkaz altından yükselen yardım sesleri… İnsanlar pijamalarıyla sokaklara fırladı, anneler çocuklarının adını haykırdı, babalar çıplak elleriyle betonu kazımaya başladı. Resmî rakamlar günler sonra açıklanacaktı: on yedi bin dört yüz seksen can gitmişti. Ama o gece kimse rakamları bilmiyordu. Tek bildikleri, yan apartmandan artık ses gelmediğiydi. Binalar yıkıldı, yollar çöktü, su kesildi, ışıklar söndü. Ama en büyük yıkım, insanların içindeydi. O gece çocukların gözleri hep açık kaldı. Kadınlar eşlerinin boşluğuna sarıldı. Erkekler dostlarının elini tutamadan uğurladı. Ve sabah olduğunda, Marmara’nın üzerine kül gibi çöken sessizlikte, bir şey apaçık anlaşıldı: hiçbir ev, hiçbir şehir, hiçbir hayat eskisi gibi olmayacaktı. Ama yıkıntılar arasında bir başka şey de filizlenmişti. Dayanışma. Yabancı komşu, en yakın akraba gibi oldu. Ekmekler paylaşıldı, battaniyeler bölüşüldü. Enkaz başında geceyi gündüze katan eller, sadece taş kaldırmadı; birbirinin umudunu da tuttu. O yüzden Marmara’nın sessiz çığlığı, sadece bir ağıt olmadı. Aynı zamanda yeniden doğmak isteyen bir halkın inadı oldu.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!