17 Ağustos 1999,
saat 03.02…
Marmara’nın kalbi sarsıldı.
Yer kabuğu çatladı,
Kocaeli uykusundan fırladı.
7,4 büyüklüğünde bir fırtına,
binlerce hayatı
sessizce söndürdü.
Ankara’dan İzmir’e kadar
geniş bir coğrafya,
16 milyon insan,
depremin soğuk nefesini hissetti.
Yıkıldı evler, iş yerleri,
285 bin konut,
43 bin iş yeri,
bir enkaz şehrine dönüştü.
17 bin dört yüz seksen can,
birer umut, birer sevda,
toprağa karıştı o sabah.
Ama insanlık
acıya rağmen doğruldu.
Marmara,
küllerinden doğan bir güneş gibi
yeni başlangıçların adı oldu.
Unutulmadı,
unutulmayacak,
o karanlık sabah.
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 18:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
17 Ağustos 1999… Saat 03.02’de Türkiye, en büyük felaketlerinden biriyle yüzleşti. Gölcük merkezli deprem, 45 saniye boyunca yerin altını ve üstünü altüst etti. Sadece Kocaeli değil, Sakarya’dan Yalova’ya, Düzce’den İstanbul’a kadar geniş bir alan bu sarsıntıyla ayağa kalktı. 16 milyona yakın insan uykusundan korkuyla uyandı. Kimi evinden çıkamadı, kimi sevdiklerini enkaz altında bıraktı. 285 bin konut ve 43 bin iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Türkiye, bir sabah uyandığında yalnızca şehirlerini değil; güvenini, alışkanlıklarını ve geleceğe dair umutlarının bir kısmını da yitirmişti. Resmî rakamlara göre 17.480 kişi yaşamını yitirdi. Ama o gece ölen sadece bedenler değildi; nice ailelerin hikâyeleri, çocukların düşleri, yarım kalmış hayatların sessiz çığlıkları da toprağa gömüldü. Ve yine de… enkaz altından çıkarılan her nefes, gönüllülerin yardıma koşan elleri, birbirine sarılan yabancılar gösterdi ki; umudu gömen aynı toprak, direnci de yeşertiyordu. Marmara’nın karanlık sabahı, bir milletin hafızasına kazındı. Ve o sabah, hâlâ bir uyarı gibi yankılanıyor: “Unutma. Hazır ol. Yaşat.”
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!