Marji Süleyman Çağlar Şiirleri - Şair Ma ...

0

TAKİPÇİ

Marji Süleyman Çağlar

Suskunluğuma ram olmuş hayatımda,
Sessizce köşeye çekiliyorum şimdi
Durup bakıyorum hayatıma
Yaptıklarıma, pişmanlıklarıma.

Aklıma ilk gelen,

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Herkes gidişine yazarken,
Ben gelişine yazdım.

Herkes ayrılığı lanetlerken,
Ben sebebini yücelttim.

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Oysa her şey hazırdı. Nerede buluşacağımız, nerelerde dolaşacağımız hatta yorulduğumuzda oturacağımız cafe bile belliydi. Hava zaten güzeldi. Önce gezerdik muhtemelen buram buram sen kokan bu şehirde. Sonra önceden her şeyini ayarladığım cafe'ye gidecektik. Girişte soldaki masaların birine buyur edecekti bizi kısa boylu küt saçlı olan garson kız. Yalandan bi sipariş alacaktı ve ben her zamanki gibi "az şekerli" olsun lütfen dedikten sonra sen "orta şekerli" bir Türk Kahvesi isteyecektin. Günlük mevzulardan bahsedecektik. Sen yolculuğumun nasıl geçtiğini soracaktın, ben ise dersinin nasıl geçtiğini. Hiç beklemediğin anda, tam da ikimizin de sustuğu zaman yine aynı garson kız elindeki çiçek buketiyle yanaşacaktı masamıza. Tabi senin sırtın dönük olduğundan fark etmeyecektin bunu. Kendini Pink'in "Just Give Me a Reason" şarkısına öyle güzel kaptırmıştın ki çünkü, İnan garson kız gelmese saatlerce konuşmadan izleyebilirdim seni öylece.. Garson kızın Cansu Hanım demesiyle irkilecektin, sonra "Bu güzel nadide çiçekler, sizin gibi bir prensesin ellerinde hayat bulması için, karşınızda ki Bey'den size ufak bir armağan olarak bağışlanmıştır." sözleriyle kısa bir şoka girecektin. Garson kızın gitmesiyle çiçeklere bakıp kuru bir teşekkür edecektin, hemen arkasından da ne gerek vardı buna ve bunları ne ara planladın diye hayıflanacaktın. Oysa ben bunları duymayı değil bana sıcacık, kısacık ve sevgi dolu sarılmanı arzu ederdim.
Çiçeği incelerken bir de not bulacaktın üstün de; "80 km'lik mesafesi vardı özlemenin. Buna bir tren bileti çare oldu. Peki ya kalp'ler? Kalpler de razı olacak mıydı buna? Neyse bi kahve? " yazılı kağıdı okurken kahvelerimizi getirecekti yine aynı garson kız. Kahvelerimizi ikram ettikten sonra bir de laf vurduracaktı sana Çok Şanslısınız diye. Bende garson kıza dönüp asıl şanslı olan benim diyecektim.
Ama diyemedim...
Şayet açsaydın telefonunu, attığım mesajlara cevap verseydin yahut her şey haddinden fazla güzel olabilirdi. Hatta şuan yaşadığım tren yolculuğunda sana bu satırları yazmak yerine, seninle konuşuyor bile olabilirdim. Neyse illa seveceksin diye bir şey yok tabi, benimkisi sadece gelin güvey olmak. Ne demişti şair "Seni ne kadar sevdiğimi kağıt, kalem anlatmaz. Seni ne kadar sevdiğimi bana sarılınca hissetmelisin." Sen, sen bana sarılmadın ki hissedesin.

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Bu gece yine özlem doluyor heybeme
Seni düşünüyorum ölürcesine
Keşke diyorum, yanımda olsan şimdi
Tutsan elimi.
Hasret adına bir şey kalmasa hayatta
En ağır duygudur özlem

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Bir de umutlandırıcı Cuma geceleri vardır,
O günün mübarekliğinden midir,
Yoksa Tanrı bizi azda olsa mutlu etmek istediğinden midir bilinmez.
Ancak bilinen tek şey vardır.
Sevmek...
Delice sevmek..

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Hangi yüzle bakıyorsun şimdi o şerefi olmayan yüze?
Hangi manalar yüklüyorsun bakışlarına.

Ayrılığa gebe kalmış bir Aşk’ta
Sen orospuluğunu yapıp,
Piç bir duygu mu peydahlayacaksın ortaya?

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Seni sevmek için kalbimin en deriliklerine indiğimde,
Kalbimdeki boşluğun acısını hissettim.
Keşke dedim keşke,
Ömrümün ilk demlerinde tanısaydım seni,
Girseydin benliğime,
Sen olsaydı bedenim.

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Sen her ne kadar üzsen de kendini
Kalbinin sesini dinle
Bir şans ver geleceğe
Geçmiş her zaman mani olması
Geleceğindeki ümidine
Ve sen hep gülümse,

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Şimdi ayrılık vakti Eftelya'm
Yalnızlığıma gömülüp öylece ölmek isterken umutsuzca,
Sen çaresizliğime hapsettin beni
Yaşarken ölümü tattırdın ihanetine.

Bu son şiir sana Eftelya.

Devamını Oku
Marji Süleyman Çağlar

Bazen merak ediyorum kızımın ismiyle de olsa seni anmamı hak ediyor musun diye. Değişik cevaplar veriyor buna benliğim. Bi tarafım ana avrat küfür ederken, diğer tarafımda sevgi ağır basıyor her zaman ki gibi. Sevmek'ten öte bir şey oluyor
bu hayatımda. Alışkanlık mı? Haşa diyorum sonra haşa. Alışkanlık değil, yaşama biçimim olmuş bu benim. Senin adın benim hayatımda bir parça olmalı mutlaka. O isim benim soyadımın altında bulunmalı mutlaka. Ve bu isim seninle olmasa da küçük kızımla birlikte soyadıma adaş olacak soyadı.

Şimdi ilk iş kitabımın ilk sayfasında olacak adın,

Sonra bileklerimde dövme,

Devamını Oku