Quis hic locus, quae regio, quae mundi plaga?
Hangi denizler hangi kıyılar hangi boz kayalar ve hangi adalar
Hangi sular okşar pruvayı
Ve çam kokusunu ve sisin arasında şakıyan ardıç kuşunu
Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Devamını Oku
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Sonraki dizelerde 'daha' kullanıldığı için 'dupduru' sözcüğünü 'daha duru' şeklinde değiştirdim, 'yürürken masallar dudağımda'nın yorumunu okuduktan sonra. Marina şiiri daha önce Ülkü Tamer ve Osman Türkay tarafından da çevrilmişti. Ülkü Tamer'in çevirisine ulaşamadım. Osman Türkay'ın çevirisini karşılaştırma yapılabilmesi amacıyla ekliyorum.
MARİNA
Quis hic locus, quae rego, quae mundi plaga?
Hangi denizler hangi kıyılar hangi boz kayalar hangi adalar
Hangi sular yalayıp şapırdatmada pruvayı
Hangi çam kokusu hangi ardıç kuşu çınlar sis içinden
Hangi görüntüler geri dönmede
kızım benim.
Köpeğin dişini bileyenlerin, amaçları
Ölüm
Sinek kuşunun şanıyla ışıldayanların, amaçları
Ölüm
Hoşnutluğun gözbebeğinde oturanların, amaçları
Ölüm
Hayvansal coşkunluktan sayrı olanların, amaçları
Ölüm
Özdeksel varlığını yitirmiş, yelle üflenip dağılmış
Bir çam püfürtüsü, orman diplerinde sis
Uzayda eriyip kaybolmuş bu karayla.
Bu yüz ne, daha az yunmuş, daha arık
Koldaki nabız, daha az güçlü ve daha güçlü
Bağışlanmış, ya da ödünç verilmiş?
Yıldızlardan daha uzak, gözden daha yakın
Fısıltılar ve ince gülüşler, yapraklarla
Aceleci ayaklar, arasında, uyku altında
Suların karşılanıp birleştiği bir alanda.
Civarda çatlamış buzla ve boyalar ısıyla.
Ben yapmıştım bunu, unutmuştum
Ve hatırlıyorum sırasıyla.
Halatlar takatsiz, yelken çürümüş, erimiş mum
Bir haziran ile bir başka eylül arasında.
Ben yapmıştım bunu, bilmeden, yarı-ayak,
bilinmedik, benim kendim.
Su almada tekne, yarıklar kalafatlanmalı.
Bu yüz, bu biçim, bu öz
Yaşamak için ömür sürmede benim ötemde bir
zaman dünyasında
Ah şu can için bırak ben ömrümden geçeyim,
Sözlerim o söylenmemiş sözler için geçsin
Uyanmış, dudaklar ayrılmış, umut, yeni gemiler.
Hangi denizler hangi kıyılar hangi granit adalar
Çatlayan kaburgama karşı
Hangi ormanların ardıç kuşları çağırmada sis içinden
Kızım benim.
Çeviren : Osman Türkay
'Nedir bu yüz, daha az duru ve dupduru'......'dupduru'şeklindeki tercümenin, 'clearer' sıfatındaki dereceyle örtüşmediğini düşünüyorum.
Çeviri için: -ışık için-emek için-ve yani gölge için-akis için- tebrik..
Ondan nefis bir sözle gideyim:
'..ve bazıları ışığın,
bazıları gölgenin peşine düştü' t.s.eliot
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta