Ey söz eri sanıp kendin, edebden bî-nişân herîf,
Külhan gibi ağzın duman, sözün yalan, vicdân harîf!
Sarayda vezir olsan da, aslın pazardır, bil bunu,
Zîrâ nefsin tellâl olur, senin kalbin bir esrîf.
Her dem biri ardınca laf, söyler, güler, sonra kaçar,
Namert ki gıybet pazarın, sen başında kâtib, şerîf(!)
İlim sanırsın dedikodun, nutkunda hikmet yok eser,
Kehkaha ile maskara, mecliste olmuşsun zarîf(!)
Her nâmahrem söze meyil, her fitneye sen mürtedân,
Bir ‘ârifin huzûrunda dursan, taş olurdu latîf!
Ey sûret-i insan fakat sîretle yılan tabiat,
Sana bakıp der kimse: “Bu, kılığa girmiş sefîh.”
Gün gelir, sözüne inanmaz taş, duvar, hatta mezâr,
Çünkü yalanla yoğrulan kalp, rûha olur azîf!
Kayıt Tarihi : 4.11.2025 03:43:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!