Cumartesiyi pazara bağlayan o gece
Herkesin dilinde onun adı ZEYNEP 2 hece
Gece yarısından sonra başlamıştı sancılar
Gündüz 12 de bitecekti tüm acılar
Nihayet açıverdi gözlerini dünyaya
Herkesi geri bıraktı bu yarışta yaya
Hey kalabalık! Nereden öyle? Nereye böyle?
Yoksa sende mi! Söyle?
Ufuklardan gelen bir gemi ile
Kimin nereye gideceği belli bile
Bir sala’dan sonra künyen ile
Kabirdeki sorgu sualleri şimdiden belle
ÜNİVERSİTEYE DAİR…
Mekânı Avrupa, zamanı ortaçağ ve kahramanlarını ise ecnebi film adamlarından oluşan bir klasik seçmeli hikâyeleri okuduk üniversiteyi seçtiğimizden beri.
Gırgır sıralarda vize-final kalemiyle hayal defterine öylesine çok şeyler yazdık ki uyumak için başımızı koyduğumuz masaların üzerindeki toz tabakalarının tabak tabak biriktiği yerlerde…
Biraz uçuk biraz da kaçık cin fikirlerimiz vardı… güle oynaya eğlenerek zamanımızı geçirirdik o zamlı günlerde.
Hoca hikâye okurcasına, bizlerse sinemada film seyredercesine geçirirdik derslerimizi.
Aklımız biraz memlekette biraz maçta biraz kaçta ve bir o kadarda masanın üzerinde yatay bulunuyordu.
Avucunu sımsıkı tutmuş; sevgi taşıyordu
Kimseciklere açmıyordu, çalınmasından korktu.
Avucunu sımsıkı tutmuş; umut yeşertiyordu
Hiç kimseye açmıyordu, kurumasından korktu
Avucunu sıkı sıkı tutmuş; hasret tüketiyor
Kimseciklere açmıyordu, firaktan kaygılıydı
Bir gece vakti, elimde bir defter bir adet de kalem
Hangisini yazacağımı şaşırıyorum ya sitem ya da elem
Bir karar vakti, kafamda bir ses
Durma ilerle senin için yok öyle bir pes
Bir dua vakti, dilimde bir gel!
Hastane ve sancı benim için olmuş engel
Buz tutmuş dallarda kayar kuşlar
Seher vakti sükut etmiş bacalar
Baca tütene kadar kimi dumandan ağlar
Donmuş odunu tutuşturamazsan; bocalar
Sabah kalkar soba yakmaya azardan azara
Ufacık bir kalp taşıyordu ufak ufak atan
Fakat umut ve sevgiyle etrafını kapatan
Gözler odaklanmıştı sarhoş bir kaptan
Misüllü nereye çevirdiğini bilmediği yattan
Herkes pervaz olmuş minik kalbin başında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!