Yeşil Bursa’da,
Altıparmakta bir dükkân,
İçeriye şöyle bir bak uzaktan,
Saçları toz duman,
Gözlüklü bir usta,
Bir zamanlar azdı ağaçlar,
Seneler geçti uzadı kavaklar,
Yoğruldu ustanın elinde,
Serpildi sağına soluna,
Sen de; on, bense; on beş,
Metrekarelik marangozhane,
Zannedersin ki hapishane,
Dönemiyor artık usta amca,
Sıkışmış anılar arasında,
Üst üste yığmış emeğini,
Ne yapacaksın bu kadar malzemeyi?
Bir gün duman olacak,
Ver be onları amca, sevinsin ocaklar,
Dönersin boşalan meydanda,
Radyoda çalan misket havasında…
Ertuğrul ERDOĞAN
2002 - Bursa
“Şiire konu Marangoz amca, çok sevdiği tahta parçacıklarından, 2004 yılının Aralık ayı sonlarına doğru, 2005 yılını göremeden, Allah’ın rahmetine kavuşarak şu fani dediğimiz dünyasından ve çok sevdiği ağaç ve kıymık parçacıklarından ayrılmak zorunda kaldı. Kendisini taşıdığı ve meslektaşının yaptığı tabut üstünde kim bilir ne kadar mutluydu. Şimdilerde dükkanı genişledi ve Fatoş’a Collection oldu. Fatoş’sa şimdilerde kasasına oturmuş, ayaklarıyla çalan oyun havasına tempo tutuyor…Dükkanının önünden geçtikçe merhabalaştığımız, beyaz saçlarına talaş parçacıkları konmuş, gözlüklerinden gözleri gözükmeyen, ve ağaçlar arasında mutluluğu oynayan marangoz amca; Nur içinde yat umarım gittiğin yerde, tahta parçacıklarından, belki pinokyo yaparsında, beyaz, sarışın, zenci ve çekik gözlü henüz kirlenmemiş ve günahlarla tanışmamış çocukların sevinç çığlıkları dünyanın dört bir yanını sarar… Sararda, sayende çocuklar mutlu olduğu kadar, sende mutlu olursun inşallah…” - 2004 Aralık sonları-
Ertuğrul ErdoğanKayıt Tarihi : 13.1.2008 22:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!